Bilgi ve iletişim olanaklarının yaygınlaşması ile birlikte çocuklar, akranları ve farklı yaş gruplarından insanlarla etkileşime kolaylıkla geçebilmekte ve özellikle sosyal medyada fotoğraf ve videolar olmak üzere hem kendilerine ait hem de başkalarına ait müstehcen olabilecek özel hayat kapsamında kalan görüntülerini yayabilmektedirler. Bu kolaylıkla birlikte de sosyal medyada gerek fail gerekse de mağdur olarak sanal zorbalık, sanal cinsel istismar, tehdit, şantaj, hakaret, özel hayatın gizliliğinin ihlali, müstehcenlik gibi ceza hukukunun muhtevasındaki fiillerle karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu çalışmanın amacı sosyal medyadaki çocuklara ait müstehcen görüntülerin kaydedilmesi, ele geçirilmesi, bulundurulması ve yayılması fiillerinin Türk ceza hukukundaki karşılığını tespit etmektedir. Bu amacın gerçekleştirilmesi için de öncelikle müstehcenlik kavramının ne olduğu, müstehcenlik ve çocuk pornografisi arasındaki ayrımın ne olduğu ve hangi durumda müstehcen içeriğin ceza hukukunun müdahalesini gerektirdiği ele alınacaktır. Ayrıca Türk Ceza Kanununun (TCK), sosyal medya ile daha geniş kitlelere ulaşabilen çocuk pornografisi ile mücadelede yeterli olup olmadığı değerlendirilecektir. Çalışmada, özellikle Türk hukukunda çocuk pornografisinin sınırlarını çizmek bakımından hukuk dogmatiği yönteminden yararlanılacaktır. İfade özgürlüğü perspektifinden çocuk pornografisine ilişkin yasaklar Amerikan Yüksek Mahkemesi kararlarında detaylıca değerlendirildiğinden müstehcenliğin muhtevasının belirlenmesi için Amerikan Yüksek Mahkeme ve Yargıtay kararlarına da karşılaştırmalı olarak temas edilecektir.
çocuk pornografisi temsili çocuk görüntüsü Siber Suçlar Sözleşmesi Sosyal medya müstehcenlik
Yok
Yazar, çalışmanın hazırlanması sürecinde destek ve katkılarından ötürü Avukat Yahya Yavuz ve Hakim Abdurrahman Burak Karahan'a teşekkürlerini sunar.
As information and communication tools become more widely available, they allow children to interact with their peers and adults of various ages. They have more opportunities to share photos and videos of themselves and others on social media, including obscene ones belonging to their private sphere. This leads them to face up to criminal proceedings as sometimes victims or perpetrators of cyberbullying, online grooming, threats, blackmail, defamation, violation of privacy and obscenity. This study aims at detecting the counterparts of the acts such as saving, obtaining, possessing, and disseminating obscene images of children on social media under Turkish criminal law. To fulfill this goal, the study firstly questions what obscenity means, how the obscene material might be subject to criminal law acts, and how to distinguish between obscenity and child pornography. Besides, it further evaluates whether the Turkish Criminal Code sanctions on this issue are sufficient or not, as social media enables child pornography to spread widely. The study takes a formal-dogmatic approach to defining child pornography in Turkish criminal law. Since the prohibitions on child pornography are scrutinized in depth by the US Supreme Court in terms of free expression, the study compares cases from Supreme Court and the Turkish Court of Cassation to determine the content of obscenity.
child pornography virtual child images Convention on Cybercrime Social media obscenity
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 23 Haziran 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 6 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 29 Sayı: 1 |