Abstract
1990'lı yıllardaki finansal krizler global düzeyde gerçekleştiğinden, ekonomik ve politik etkileri son derece yıkıcı olmuştur. Bu süreçte ekonomik dengesizliğin giderilmesi amacıyla enflasyonist beklentileri azaltmak için nominal çıpalardan yararlanılmıştır. Enflasyonun yüksek maliyetleri, bir çok ülke merkez bankasını düşük enflasyon ve döviz kuru istikrarına yönelik muhafazakar politika uygulamalarına yönlendirmiştir. Bu amaçla sıkça kullanılan istikrar çıpası, döviz kuru olmuştur. Kur çıpası 1980 sonrası dönemde özellikle Latin Amerika ülkelerinde yaygın olarak kullanılan bir para politikası aracı olmuştur. Ancak bu dönemde ülkelerin genişletici para ve maliye politikalarına yönelmeleri nedeniyle, ulusal paraların değerindeki artışlara bağlı olarak cari işlemler açıklan meydana gelmiştir. Söz konusu dönemde uygulanan kur sistemleri sermaye akımlarının sağladığı kaynak girişleriyle sürdürülmeye çalışılmıştır. Gelişmekte olan ülkelerde uygulanan kur çıpasına dayalı istikrar programlarında sermaye akımlarını teşvik etmek amacıyla faiz oranlan yüksek tutulmuştur. Ancak faiz oranlarının yüksekliği bu ülkelerde faiz ve kur riski taşıyan bankacılık ve ticari kesimin likidite sorunlarını arttırmıştır.