The study explores future spatial predictions through the relationship between modern and contemporary architectural movements and visual arts. Cinema, particularly science fiction, inspires architecture with its creative narratives and innovative spatial concepts. Influenced by modernism, the future envisioned in Playtime has largely come true. Accordingly, three cinematic works influenced by contemporary architectural approaches were selected and analyzed for their spatial and technological predictions. Minority Report, Blade Runner 2049, and the 2022 series The Peripheral were analyzed using semiotic methodology. The analysis was carried out in three main categories: architecture and form, the relationship between space and social life, and future predictions. The findings reveal that cinema, through its flexible design opportunities and visual impact, offers innovative ideas that inspire the field of architecture. The spatial depictions in the three analyzed works provide significant clues about how physical structures, technological integration and forms of social interaction might shape in the future.
Çalışmada modern ve çağdaş mimarlık akımları ile görsel sanatlar ilişkisi üzerinden gelecek mekân öngörüleri sunmak hedeflenmiştir. Sinemanın özgür anlatım teknikleri ve yaratıcı tasarım biçimleri, mimarlık için bir ilham kaynağı oluşturmaktadır. Özellikle bilim-kurgu türünde, geleneksel mekân algıları aşılmış ve yenilikçi tasarımlar öngörülmüştür. Modernizm etkisi ile çekilen Playtime filmindeki gelecek öngörüsünün büyük oranda gerçekleştiği görülmektedir. Bu bağlamda çağdaş mimari akımın hâkim olduğu 2000’lerden itibaren dikkat çeken üç film seçilmiş ve gelecek mekân-teknoloji öngörüleri incelenmiştir. Azınlık Raporu, Blade Runner 2049 ve 2022 yılında çekilen The Peripheral dizisi göstergebilim yöntemiyle analiz edilmiştir. İnceleme; mimari ve form, mekân ve sosyal yaşam ilişkisi ile gelecek öngörüleri olmak üzere üç başlıkta yürütülmüştür. Bulgular sinemanın esnek tasarım imkânı ve görselleştirme gücü sayesinde, mimarlık disiplinine ilham olacak yenilikçi fikirler sunduğunu ortaya koymaktadır. İncelenen üç eserdeki mekân tasvirleri, yalnızca fiziksel yapıların değil, aynı zamanda teknolojik entegrasyon ve sosyal etkileşim biçimlerinin gelecekte nasıl şekillenebileceğine dair önemli ipuçları sunmaktadır.
| Primary Language | English |
|---|---|
| Subjects | Urban Design, Interior Architecture , Architectural Design |
| Journal Section | Research Articles |
| Authors | |
| Publication Date | July 28, 2025 |
| Submission Date | January 20, 2025 |
| Acceptance Date | May 28, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 10 Issue: 1 |