1930’lar SSCB’sinde hâkim olan ve kaynağını Marksizm’den alan toplumcu gerçekçilik anlayışı aynı yıllarda Türk edebiyatında da önemli bir etki alanına sahip olur. Kapitalist düzeni ortadan kaldırarak yerine sosyalist düzeni kurmak amacını taşıyan toplumcu gerçekçilik emekçi sınıfların sözcülüğünü yapar. Toplumu ekonomi temelli sınıfsal ayrışmayı merkeze alarak inceleyen bu anlayışla ortaya konan eserlerde ezen/ezilen, işçi/işveren, köylü/ağa karşıtlıkları üzerinden sömürüye maruz kalan kesimin mağduriyeti ele alınır. Sadri Ertem, özellikle Sabahattin Ali, Orhan Kemal, Kemal Bilbaşar, Samim Kocagöz gibi isimlerin eserleriyle başarılı örnekleri verilen toplumcu gerçekçi sanat anlayışının Türk edebiyatındaki öncü isimlerindendir. Yazı hayatına gazetecilikle başlayan Ertem daha sonra kaleme aldığı hikâye ve romanlarıyla ferdî edebiyatın karşısına cemiyet edebiyatını koyar. Sanat eserinin ve onu var eden sanat adamının toplumsallığına vurgu yapan yazara göre edebiyat sosyal çarpıklıkları, sınıfsal eşitsizlikleri, sömürü düzenini anlatmayı ve eleştirmeyi vazife edinmelidir. Edilgen değil etkin bir rol üstlenerek kapitalizmin yarattığı haksız düzeni değiştirmeyi amaçlamalıdır. Sadri Ertem bu ilkeler bağlamında sanatta yan tutarlık ilkesiyle güdümlü eserler ortaya koymuştur. Nitekim toplumcu gerçekçi anlayış için öz/içerik biçimden ve estetik kaygılardan önde gelmektedir. Bu çalışmada Ertem’in hikâyeciliği hakkında bilgi verilecek ve Bacayı İndir Bacayı Kaldır kitabında yer alan aynı adlı öykü yazarın fikri yazılarında toplumcu gerçekçi sanat anlayışı üzerine ortaya koyduğu düşünceler bağlamında incelenecektir.
Sadri Ertem Bacayı İndir Bacayı Kaldır Toplumcu-gerçekçilik hikâye.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Edebi Çalışmalar |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 27 Haziran 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 14 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 2 Sayı: 2 |