İran sinemasının tarihsel gelişimi dikkate alındığında, sinema çevresinin ataerkil bir kaygı gözettiği ve bu bağlamda kadınları
sistematik bir biçimde dışarıda bıraktığı görülmektedir. Devrim öncesi ve/veya sonrasında meydana gelen gelişmeler, her neyi
içeriyorsa içersin, siyasi yapı ve beraberinde gözetilen normlar kadının aleyhinde değişime uğramıştır. Devrim öncesinin peçe, hicab,
başörtüsü gibi kullanım yasakları, devrim sonrasında tam tersi bir boyutta şekillenmiş; ancak süreçteki siyasi değişimden doğrudan
kadın etkilenmiştir. Sinemada da, İran sinemasının toplumsal nitelikleri düşünüldüğünde, benzer bir durum sergilenmiş, Farsi film
olarak nitelendirilen cinsel çağrışım ve kabare içerikli filmlerde kadının çıplaklığı eril düzen çerçevesinde gözetilmiştir. Devrim
sonrasında ise aynı kadının örtünmesi ve donuk bir biçimde ekranda sunulması eril düzen ve yasalarla uygun bulunmuştur. Netice
itibariyle, yasa ve norm nezdinde bir söze sahip olmayan kadına, kadınla ilgili düzenleme yapılırken dâhi fikir sorulmamıştır. Rahşan
Beni-İtimad’ın sinematografik anlatısında, bu sürece tepki mahiyetinde nüanslar dikkat çekmektedir. Toplumsal yapıyı, belgeselci
kimliğine dayanarak, tüm çıplaklığı ile sergilemeyi hedefleyen İtimad, bu bağlamda ataerkil düzenin kadın dayatmasını kırmaya
çalışmakta ve çemberden çıkış yolları aramaktadır. İtimad’ın kadın oyuncularına dikkat edildiğinde, inisiyatif alan, kamusal alanda
söz sahibi olmak için çaba gösteren, emek gücünün bilincinde olan ve ataerkil düzeni sorgulayan kişiler oldukları görülmektedir.
Bu özelliklerden hareketle, ilgili çalışmada Rahşan Beni-İtimad’ın iki filmi (Şehrin Derisinin Altında ve Gilane) amaçlı
örneklem olarak kullanılmakta ve filmleri feminist literatür üzerinden çözümlenmektedir. Bu filmler üzerinden kadının sinemadaki
konumu tartışılmakta, İran sinemasının kadın bir yönetmenin perspektifinden nasıl yorumlanabileceği üzerinde durulmaktadır.
Rahşan Beni-İtimad İran sineması patriarkal kamusal alan kadın yönetmen
Considering the historical development in Iranian cinema, it can be seen that the cinema environment has a patriarchal concern
excludes women systematically. Developments in political structure and norms changed against women. Prohibitions before the
revolution, such as use of veil, hijab and headscarf were reversed after the revolution; thus, the political change directly affected
women. A similar situation emerged also in cinema, especially when characteristics of Iranian cinema are considered. The nudity
of women in Farsi Films, which are cabaret alike and have sexual connotations, was supervised within the framework of masculine
order. After the revolution, it was endorsed by masculine order and laws that the same women should be represented as veiled and
dull. With theresult that, women could not have a say in laws about them.
In the cinematographic narrative of Rakhshan Bani-Etemad, the nuances in response to this process are noteworthy.
Etemad, whoaims to display social structure with all its nakedness based on her documentarist identity, tries to break women’s
imposition of patriarchal order and seeks ways out of the circle. When Etemad’s female actors are taken into consideration, it is
seen that they are individuals who can take initiative, who have a voice in the public sphere, who are aware of the labor force and
question the patriarchal order. Based on these characteristics, two films of Rakhshan Bani-Etemad (Under the Skin of the City and
Gilaneh) are used as purposeful samples and analyzed via feminist literature. Through these films, this paper discusses the position
of women in cinema, and focuses on how Iranian cinema can be interpreted from a female director’s perspective.
Rakhshan Bani-Etemad Iranian cinema patriarchal public sphere female director
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Nisan 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 1 Sayı: 1 |