Küresel köy olarak nitelenen günümüzde farklı tecrübe tarzlarının veya söylemlerin çok sık şekilde yüzleşildiği bir dünya insanları kuşatmaktadır. Bu durum insan bilincinin ahlaki olanı nasıl anlamlandıracağı sorununu ortaya çıkarmaktadır. Zira hızla dönüşen küresel dünyada insanlar arası ilişkinin ahlaki boyutunu tartışabileceğimiz “en iyi”ye dair ortak eleştirel alan giderek kaybolmaktadır. Bu makalede ahlaki bilince dair evrensel ve tarihsel perspektif, kartezyen ve hermenötik gibi zıt bağlamlar içinde analiz edilmekte, “tarihi” boyutun ahlaki bilince dair eleştirel alanın oluşumuna nasıl katkı sunduğu irdelenmektedir. Bu analizin amacı küresel dünyada birbirinden gittikçe soyutlanan fakat birbirine daha sık maruz kalan insani iliş-kilere dair eleştirel ve özgür alanın nasıl anlamlandırıldığını soruşturmaktır. Bu incelemede evrensellik düşüncesinin aksine hermenötik düşüncenin mevcut pratik dünyanın “tarihi” vasfını dikkate alarak ahlaki bilince dair eleştirel ve özgür alanı mümkün gördüğüne dikkat çekilmektedir. Dolayısıyla insanların mevcut tecrübelerini ve bu tecrübeye şekil veren dini, gelenek-sel, kültürel söylemlerini dikkate alarak yorum geliştiren hermenötik perspektifin, “en iyi” ekseninde sürekli şekilde sorgulanıp zenginleştirilen ahla-ki bir bilincin geliştirilmesine katkıda bulunabileceği dile getirilmektedir.
In today's world, which is described as a global village, in which different styles of experience or discourses are often confronted surrounds people. This fact confronts human consciousness with the question of how to make sense of the moral. Because in the rapidly transforming global world, the common critical area for “the best” to discuss the moral dimension of the interpersonal relationship is gradually disappearing. In this article, the universal and historical perspective of moral consciousness is analyzed in opposite contexts such as cartesian and hermeneutics and how the “histo-rical” dimension contributes to the development of the critical field of mo-ral consciousness is examined. The aim of this analysis is to investigate how the meaning of the critical and free space of human relationships, which are increasingly isolated from each other in the global world, but more often exposed to each other, is understood. In this study, it is pointed out that, contrary to the notion of universality, hermeneutic thought sees the critical and free space of moral consciousness by considering the historical character of the present practical world. Therefore, it is stated that hermeneutic perspective, which develop comments by considering the exis-ting experiences of people and the religious, traditional and cultural disco-urses that shape this experience, can contribute to the development of a moral consciousness which is constantly questioned and enriched on the “best” axis.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2019 |
Submission Date | October 20, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 |