Abstract
Dünya üzerindeki ölü ya da yaşayan binlerce dil, kendiliğinden ortaya çıkmamıştır. Dillerin ortaya çıkmasıyla ilgili çeşitli teoriler birbirinden farklı olsa da sonuç ortaktır. Diller, insanların; sosyal yaşantısı, coğrafyası, dini, tarihi, kültürü daha birçok sebepten değişmiş ve gelişmiştir. Kültürler; yüzyıllardan beri göçler, savaşlar, ticari ve sosyal ilişkiler, din gibi çeşitli sebeplerle birbirlerini etkilemektedir. Bu etkileşim, toplumların belleğinde ve günlük hayatlarında derinleşerek kalıcılık kazanır ve zaman içinde nesilden nesile aktarılır. Gittiği her yere dilini, inancını, töresini götüren insanların bir yerde yaşayıp yaşamadığı; gidilen yerin kültürünü etkileyip etkilemediği kimi zaman somut göstergelerden kimi zaman da somut olmayan dilde, inançta, yaşayan değerlerden anlaşılır. Bu değerler, bireylerin veya grupların kimliklerini ortaya koyar. Şarkılar, türküler, ninniler, inanışlar, benzetmeler, adlandırmalar bir kültürün taşıyıcısı ve temsilcisi olarak toplumların kültürel belleklerini yansıtır. Kültürel bellek kavramı, hatırlatma boyutuyla ele alındığında atasözlerinin kültürel değeri ön plana çıkmaktadır çünkü atasözleri, toplumların inanç sistemiyle, gelenek-görenekleriyle, coğrafyasıyla, kısacası sosyolojisi ve kültürüyle, yüzyıllar boyunca biriktirdiği duygu dünyasına, dünya görüşüne, duygu değerine, çağrımına, metaforuna ait kavram ve kelimelerden oluşur. Toplumlarda belli bir deneyimin, yaşanmışlığın, geleneksel sözlü kültürün ürünü olarak ortaya çıkan atasözleri ve deyimler, söyleyiş güzelliği, kavramları karşılama özelliği, sözlü ve yazılı anlatımı ifade etmedeki etkisiyle bir dilin aynası olma özelliğini taşır. Türk kültürünün, Türkçenin varlığını hatırlatan atasözlerine Balkan coğrafyasında yoğun olarak rastlamak mümkündür. Bugünkü Hırvatistan toprakları resmî olarak yaklaşık iki yüz yıl Osmanlı İmparatorluğu egemenliği altında kalmıştır ancak Hırvatlar, Bosnalı-Müslümanlarla (Boşnak) sürekli ilişki hâlinde olduğu için Türkler ile Türkçe, Hırvat dilini ve hâliyle Hırvat halk atasözlerini gerek anlam gerekse söz varlığı bakımından etkilemiştir. Doküman analizi yöntemiyle oluşturulan bu çalışmada, araştırmaya konu atasözleri, Mate Ujević (2011)’in “Narodne poslovice” (Halk Atasözleri) adlı eserindeki 3248 adet atasözünün taranmasıyla elde edilmiştir. Alfebetik sırayla önce Hırvatçası sonra da Türkçesi verilen bu atasözlerindeki Türkçe kelimelerin anlamları, kullanılma gerekliliği ve etimolojisi incelenmiştir. Tespit edilen atasözlerindeki kelimelerin Hırvatçadaki anlamları, etimolojik yapısı Abdulah Škaljić (1965)’in “Turcizmi u srpskohrvatskom jezik” (Sırp-Hırvat Dilinde Türkizmler) adlı sözlüğünden faydalanılarak yazılmıştır. Balkanlardaki dil, tarih ve kültür alanındaki akademik çalışmalar genelde Bosna, Kosova, Karadağ, Bulgaristan, Arnavutluk üzerinedir. Bu çalışmada Hırvatistan’da Türkçenin etkisi, Türk kültürel belleği atasözleri üzerinden değerlendirilmiştir