Abstract
İnsanoğlunun yaşam mücadelesinde en önemli safhalardan biri tarımsal faaliyetlere başlamasıdır. Tarımsal faaliyetlere başlayan insanoğlu doğa ile etkileşime geçerek, doğayı şekillendirmeye başlamış ve nihayetinde tarımsal peyzajın temellerini atmıştır. Tarımsal peyzaj genel olarak doğa içindeki tarımsal amaçlı yapılar, tarımsal faaliyet ve ürünlerin oluşturduğu manzaralardan oluşmaktadır. Tarımsal peyzajın önemli parçalarından biri de tarımsal teras bahçeleridir. Tarımsal teraslar eğimli arazilerde arazi eğiminin değiştirilerek, tarımsal faaliyetlere uygun hale getirilmesini sağlayan geleneksel sistemlerdir. Binlerce yıldır arazi kullanımı ve gıda üretiminin temel unsurlarını oluşturan teraslar dik eğimlerde bile tarımsal faaliyetlerin yapılmasına imkan tanımakta ve yüzey akışlarını azaltarak, sulama ve yağmur suyundan maksimum seviyede yararlanmayı sağlamaktadır. Yüzey akış hızının azalması ile birlikte erozyon da engellenmektedir. Bunun yanında terasların bulunduğu üzerinde kurulduğu arazi ile oluşturduğu uyum ve içerisinde yetiştirilen bitkiler ile oluşturduğu kompozisyon, estetik olarak çok güzel manzaralar sunmaktadır. Bu manzaraların somut bölümünü taş duvarlar, sulama arkları, teras yüzeyi, sebze ve meyve yetiştiriciliği ve bağcılık için ayrılmış parseller oluştururken, soyut kısmını ise binlerce yıl süren tarımsal üretim ve işleme sitemleri ile bunların nesilden nesile aktarım kültürü gelmektedir. Bütün bunlar, günümüzde tarım turizminin bir parçası olarak teras turizmini de gündeme getirmektedir. Teraslar geçmişten günümüze kadar farklı mimarilerde, farklı malzemelerle inşa edilmişlerdir. Bu farklılığın ortaya çıkmasında çevresel, sosyal ve ekonomik olmak üzere birçok faktör rol oynamıştır. Bu durum terasları bulundukları yerlere özgü kılmıştır ve bir kültür unsuru haline getirmiştir. Bu çalışma Türkiye’nin Erzurum ili, Uzundere ilçesinde yürütülmüştür. Çalışmanın amacı geleneksel tarımın bir parçası olan ve çeşitli nedenlerle kullanımı gün geçtikçe azalan ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan tarımsal teras bahçelerinin yapısal ve bitkisel özelliklerini tespit ederek, kültürel miras bağlamında değerlendirmektir. Çalışma kapsamında ilçedeki tarımsal teras bahçelerinden rastlantısal olarak seçilen 9 bahçe yapısal özellikleri (teras duvarı genişliği ve yüksekliği, arazi eğimi, sulama ve drenaj sistemleri, teras duvarlarında kullanılan malzemeler ve inşa tekniği) ve kullanılan bitkiler bakımından incelenmiştir.
İlçedeki tarımsal teraslar tarıma uygun olmayan, marjinal tarım arazilerinde tarımsal üretim yapmaya imkan tanımaktadır. Terasların inşasında kullanılan malzemeler bazen bir akarsu yatağından toplanan bazen de arazinin üzerinde bulunduğu ana kayanın kırılması suretiyle temin edilen taş ve kayalardır. Teras duvarları kuru taş duvar tekniği ile inşa edilmiştir ve duvarların yapımında dayanıklılığı artırmak için eski ve geleneksel bir sistem olan hatıl uygulamasına başvurulmuştur. Kullanılan hatıllar ahşap malzemedir. Sulama sistemi olarak klasik sulama ya da salma sulama olarak adlandırılan sistemlerin bulunduğu tarımsal teras bahçelerinde, su araziye hendekler (ark) vasıtası ile getirilmektedir. En üst kademedeki terastan bırakılan su, kademeli olarak savaklar (boru) ile bir alt kademedeki terasa indirilmektedir. Tüm teraslar sulandıktan sonra fazla su arazi dışına çıkarılmaktadır ve bu sistem aynı zamanda drenaj işlevi de görmektedir. Teraslarda yetiştirilen bitkiler ise genel olarak ceviz, kiraz, elma, dut, kuşburnu, kızılcık gibi meyve türleridir. Teraslarda üretilen bitkiler asırlar boyunca ilçenin mutfak kültüründe birçok tatlı, marmelat, pekmez gibi ürünlerin ana maddesini oluşturmuş ve mutfak kültürünün şekillenmesine katkı sağlamıştır. Bunun yanında geleneksel birçok festival ve şenliğin de ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Çalışmanın sonucunda özellikle kırsal alanlardan kentlere olan göç ve tarımsal faaliyetlerin terk edilmesiyle beraber artık bakımsız durumda olan terasların korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla birtakım önerilerde bulunulmuştur.