Yünüm Böğet is one of the many shepherd festivals in Anatolia, like koç katımı, kırkım töreni (wool shearing) which was registered in the National Intangible Cultural Heritage Inventory under the category of seasonal traditional celebrations. This tradition, which essentially aims to wash and clean the sheeps, is an extension of nomadic traditions of Turkish tribes related to the cults about animals such as saya gezme and saya mani. Yünüm böğet is celebrated like a competition in Hasanpaşa Village in Burdur. However, unlike many other animal festivals, it is the shepherds who compete, and the relationship based on trust between the lead sheep (elcik koyunu) and the shepherd determine the winner. It is believed that the lead sheep will not hesitate to leap into cold water behind the shepherd if the shepherd has taken good care of his flock. Washing the sheep in water and confessions of the shepherd for redemption for the harm given to the crops in the fields while grazing the flock when he enters the water forms the core values of this tradition. With this festival, shared memories of Tos Tos ritual, entertainments with local singers and folk dances, folk poems which are read during water crossing ceremony, and rituals of redemption are passed on to the next generations. The festival ends with an award ceremony in which a proverb toprakla koyun, gerisi oyun (land and sheep, the rest is vain) is reminded to express that the entertainments and competitions are only instruments to continue tradition. Traditions guide us in finding solutions to the ecological problems rooted in modern anthropocentrism by embedding and preserving human-nature relationship and our perceptions about this special bond. Traditional practises which embody respect in natural cults, the traces of a holistic view of the universe, and the roots of principles of bio-ethics show us that the main cause of the problem is distancing and alienation of humans from the nature. Passing the message of traditions which make up cultural ecological legacy to future generations is of utmost importance in developing ethical behaviours about the environment and animals. Preservation of these cultural assets not only provide a link between the past and the future of the communities, but also reinforce a feeling of belongingness and identity, and add value and meaning to the lives of local people. Such cultural practices support social integration and solidarity, and protects the diversity of local cultures. Scientific studies help to preserve these cultural assets by registering and exploring authentic natures of cultural heritages. At the same time, these cultural values are unique sources of anonymous data with their embedded information about living conditions, daily lives, world views, and belief systems of communities. Within this context, the aim of this paper is to contribute to raising awareness about sustainability of yünüm böğet, based on an understanding of its function in the relationship between human and nature.
Yünüm böğet, Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) Ulusal Envanterine dahil edilerek kayıt altına alınan Anadolu’nun birçok yerindeki takvime bağlı inanış, kutlama ve gelenekler kapsamında koç katımı, kırkım töreni gibi isimlerle kutlanan çoban bayramlarından biridir. Koyunların yıkanması ve temizlenmesi amacıyla gerçekleştirilen bu gelenek, Türk boylarındaki hayvan kültü ile ilgili saya gezme ve saya manileri gibi geleneklerin uzantısını oluşturmaktadır. Burdur’un Hasanpaşa Köyü’nde bir şenlik çerçevesinde yarışma biçiminde organize edilen yünüm böğet geleneğinde, diğer hayvan festivallerinden farklı olarak hayvanlar değil çobanlar yarıştırılmakta, yarışmayı kazanan çobanın belirlenmesinde ise elcik koyunu ile arasındaki güvene dayalı ilişki belirleyici olmaktadır. Koyunlarına iyi davranan ve iyi bakan çobanın koyunlarının, çobanın arkasından soğuk suya hiç tereddüt etmeden gireceği düşünülmektedir. Koyunların sudan geçirilerek yıkanması, koyunların tarlalardaki ekinlere verdiği zararların çobanlar tarafından köy halkına itiraf edilmesi gibi uygulamaları çerçevesinde ‘arınma’ bu kültürel değerin özünü ifade eden kavramı oluşturmaktadır. Tos tos töreni ile başlayan, yöresel sanatçılar ve halk oyunları ile devam eden eğlence gecesi, sudan geçirme uygulaması sırasında okunan manileri ve helalleşme ritüeli ile ortak belleğe dair birikimler, her yıl bir diğer kuşağa aktarılmaya çalışılmaktadır. Düzenlenen eğlencelerin ve yarışmanın, geleneğin sürdürülmesine sadece aracılık ettiğini ifade eden ‘toprakla koyun, gerisi oyun’ halk deyişinin hatırlatıldığı bir ödül töreni ile, şenlik son bulmaktadır. Gelenekler, insan-doğa ilişkisini ve bu ilişkiye dair algıları, zamanımıza ulaştırma işlevini görerek günümüzdeki insan merkezci yaklaşımların yarattığı ekolojik sorunlara çözüm arayışında yol gösterici olmaktadır. Türk kültüründeki doğa kültlerine yönelik saygının, bütüncül evren anlayışının izlerinin ve günümüz biyoetik ilkelerin köklerinin görüldüğü bu geleneksel uygulamalar, sorunun kaynağının, insanın doğadan uzaklaşması ve yabancılaşması ile ilgili olduğunu ortaya koymaktadır. Gelecek nesillerin çevreye ve hayvanlara yönelik etik davranış kalıpları geliştirmesi açısından kültürel ekolojik mirası oluşturan geleneklerin barındırdığı mesajların doğru bir şekilde aktarılması önem taşımaktadır. Ayrıca bu kültürel değerlerin korunması, toplumların sadece geçmişi ile bağ kurmasını değil geleceklerinin de güvence altına alınmasını sağlamakta, aidiyet ve kimlik duygularını pekiştirmekte, yöre halkının hayatına değer ve anlam kazandırmaktadır. Sosyal bütünleşmeyi ve dayanışmayı sağlamakta, yerel kültürel çeşitliliğin korunması işlevini yerine getirmektedir. Akademik çalışmaların bu mirasın kayıt altına alınması ve özgün yanlarının ortaya çıkarılması bağlamında koruma çalışmalarına ve kültürel değerlerin nakledilmesine aracılık ettiği düşünülmektedir. Aynı zamanda bu değerler, toplumun yaşam koşulları, gündelik hayatı, dünya görüşü, beğenileri, inanç biçimleri gibi birçok konuyu kapsaması nedeniyle akademik çalışmalar için yüzlerce yıllık anonim veri deposu olarak eşsiz bir kaynak özelliğini taşımaktadır. Bu kapsamda yünüm böğet geleneğinin ‘insanla hayvan arasındaki bağ’ temelinde değerlendirilmesi ve geleneğin sürdürülebilirliği açısından farkındalık yaratılmasına katkı sağlanması bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Turkish Folklore |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 18 Issue: 139 |
Millî Folklor is licensed under a Attribution-NonCommercial 4.0 International license https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0/