İnsan yaşamının en merkezi unsurlarından biri olan yemek, biyolojik olduğu kadar kültürel olarak da bir ihtiyaçtır. Sahip olduğu sosyal ve kültürel anlamlar ile toplum veya topluluk içinde bir dizi işlevlere sahiptir. Bu işlevler sayesinde biyolojik bir ihtiyaç olmasının ötesine geçerek sembolik anlamlar yüklü bir araştırma alanı haline gelir. Bu nedenle basit gibi görünen yemekler ait olduğu topluma, topluluğa veya gruba dair sayısız bilgi verir. Örneğin topluluklar arası sınırların çizilmesinde, yani kimlik inşa etmede, topluluk üyelerinin kim olduklarını anımsamada ve geçmişle kurulan ilişkide yani toplumsal belleğin aktarımında mutfak kültürü belirleyici bir konumdadır. Bu anlamda bir topluluğun mutfak kültürüne odaklanarak onun kimliği ve belleği üzerine birçok bilgi edinilebilmektedir. Bu çalışmada 30 Ocak 1923 tarihinde Lozan Barış Konferansı sırasında imzalanan zorunlu nüfus mübadelesi anlaşması ile Yunanistan’ın Kozana, Kesriye ve Grevena illerine bağlı yerleşim birimlerinden Niğde’nin 15 farklı yerleşim birimine (il merkezi, ilçe ve köyler) yerleştirilen Selanik muhacirlerinin mutfak kültürü konu edinilmektedir. Çalışmada Selanik muhacirlerinin yaşadığı zorunlu göçün topluluğun geçmişinde bir kırılmaya ve kültürel travmaya neden olduğu değerlendirilmektedir. Böylesi bir geçmişi deneyimleyen Selanik muhacirlerinin sahip oldukları farklı yemekler aracılığıyla geçmişi nasıl anımsadıkları, hatırlanan geçmiş sayesinde bugünü ve Selanik muhaciri kimliğini nasıl kurguladıkları, diğer topluluklarla aralarındaki sınırları yemekleri kullanarak nasıl belirginleştirdikleri anlaşılmaya çalışılmaktadır. Çalışma için yaklaşık 12 aylık süre içinde Niğde merkezi, ilçe ve köylerinde 97 kişiyle (29 kadın – 68 erkek) yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Bu görüşmelerden bazıları ses kayıt cihazıyla kayıt altına alınmış, bazı ritüel ve etkinliklere dâhil olunarak gözlem gerçekleştirilmiş, fotoğraflar çekilmiştir. Araştırmada ayrıca Selanik muhacirlerinin birlikte yaşadıkları diğer muhacir gruplardan ve Niğde yerlilerinden görüşmeciler de yer almıştır. Çalışmada belirlenen amaçlar doğrultusunda Selanik muhacirlerine özgü bir dizi yemek derlenmiş ve değerlendirilmiştir. Sonuç olarak bugün Niğde’de yaşayan Selanik muhacirlerinin atalarının yaşadıkları zorunlu nüfus mübadelesinin üzerinden yaklaşık yüz yıl geçmesine karşın sahip oldukları mutfak kültürü yoluyla da bu travmatik deneyimi canlı bir şekilde anımsadıkları görülmektedir. Selanik muhacirleri sahip oldukları yemek kültürü aracılığıyla mekâna ve zamana uyum sağlarken geçmişi yeniden inşa etmektedirler. Yanı sıra nohutlu ekmek, muhacir ekmeği, bide – pita/börek, muhacir tarhanası ve Helva Şenliği gibi yiyecek ve etkinlikler sayesinde ataların yaşamış olduğu travmatik zorunlu göç anlatısı sonraki kuşaklara aktarılmaktadır. Bu nedenle her bir yiyecek, pişirme yöntemi ve yemeklere dahil edilen her bir malzeme bugün yaşayan Selanik muhacirleri için kimlik ve bellek oluşturmada önemli bir yere sahiptir. Ayrıca Selanik muhacirlerinin biricik mutfak kültürü zaman içinde içerik ve pişirme tekniği açısından değişim geçirmiştir. Fakat buna karşın bellek ve kimliğe yönelik ifade ettiği anlamlar devam etmiş, yeniden uyarlamalarla geçmişten getirilen anlatıyı bugüne değin sürdürmüştür.
Food, one of the most central elements of human life, is not only a biological requirement, but also a cultural need. It performs a variety of functions for society or the community due to its social and cultural connota-tions. It becomes more than just a biological requirement because of these functions, and it develops into a field of study with symbolic implications. As a result, foods that appear simple at first glance can reveal a great deal about the community they come from. For instance, culinary culture plays a significant role in defining the boundaries between communities, that is, in creating identity, remembering who the communi-ty's members are, and in the connection to the past, and thus in the dissemination of social memory. In this regard, concentrating on a community's culinary culture can reveal a lot about its identity and memory. This study examines the culinary culture of the refugees of Selanik, who came from different places in Kozana, Kesriye and Grevena in Greece as a part of the forced population exchange agreement signed during the Lausanne Peace Conference on January 30, 1923 and were settled in 15 different places (province center, districts, and villages) in Niğde. In the study, it is determined that the community's forced population ex-change experience led to cultural trauma and diffraction. In this study, it is attempted to comprehend how Selanik refugees remember the past with the assistance of various foods they eat, how they construct the present and their identity as Selanik refugees using the past, and how they define the boundaries between their community and other communities using food. During the nearly a year fieldwork, 97 individuals (29 women and 68 men) from 16 distinct places in Niğde participated in semi-structured interviews. Some of these interviews were recorded with a voice recorder, several rituals and events were observed and photo-graphed by participating in them. In addition to the interviews with Selanik refugees, the study also includ-ed interviews with Niğde’s local people and other refugee groups. According to the study's objectives, a list of dishes made by Selanik refugees was prepared and assessed. As a result, it is seen that Selanik refugees, who live in Niğde today, remember this traumatic experience vividly through their culinary culture, even though nearly a hundred years have passed since the forced population exchange of their ancestors. Selanik refugees are reconstructing the past while adapting to space and time through their food culture. In addition, the narrative of traumatic forced migration experienced by the ancestors is transferred to the next genera-tions through food and activities such as chickpea bread, muhacir bread, bide – pita / börek, muhacir tar-hana and Halva Festival. For this reason, each food, cooking technique and the ingredients included in the meals has an important place in creating identity and memory for the Selanik refugees living today in Niğde. In addition, the unique culinary culture of Selanik refugees has changed over time in terms of ingredients and cooking technique. However, its references to memory and identity continued and maintained the narrative until today.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Turkish Folklore, Anthropology |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | December 14, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 18 Issue: 140 |
Millî Folklor is licensed under a Attribution-NonCommercial 4.0 International license https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0/