Halkçılık, Kemalizmin kuruluş sürecinde merkezi bir role sahiptir. İttihat ve Terakki döneminden miras kalan bu düşünce, savaş koşullarında Anadolu halkının bir araya gelmesi, eşitlikçi ve ortak bir zeminde bir devlet inşa edebilmesi açısından önemli bir işlev görmüştür. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinin ardından devletin resmi ideolojisinin temelini oluşturan “altı ok”tan biri olan Halkçılık yalnızca bir düşünsel miras değil aynı zamanda devletin kurucu ideolojisi olan Kemalizmin temel ilkelerinden biri haline gelmiş ve 1938 yılında Anayasa’ya dahil edilmiştir. Halkçılık kavramının kurucu ideolojinin niteliği açısından önemine dair yapılan tartışmalar, Kemalizmin iktidar dönemindeki Halkçılık pratiğine yönelik güncel tartışmalara doğru evrilmiştir. Halkçılık pratiğinin tartışılması yalnızca Kemalizme mesafeli yahut karşısında duran bir düşünsel ortamda değil bizzat Kemalizme içkin yorumlarda da ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada Kemalizmin Halkçılık ilkesinin idealleri ve ortaya çıkan pratik arasındaki soruna dair Kemalizme içkin yapılan eleştirilere yer verilecek ve Kemalizmin halkçılık düşüncesine dair sahip olduğu idealler doğrultusunda güncel bir yorum yapılmaya çalışılacaktır.
The Populism has a central role in the establishment of Kemalism. This thought inherited from the period of the Committee of Union and Progress has played an important role in terms of combining the Anatolian people in the conditions of war and building a state on an egalitarian and common ground. As one of the Six Arrows that form the basis of the official ideology of the Turkish Republic after the establishment process, the Populism has become one of the fundamental principles of Kemalism which is not only an intellectual heritage but also the founding ideology of the state, and it was included in the Constitution in 1938. The debates on the importance of the concept of populism in terms of the nature of the founding ideology evolved into current debates on the practice of Populism in the period of Kemalism. The discussion of the practice of populism appears not only in an intellectual environment that is distant to or against Kemalism but also in the immanent interpretations of Kemalism itself. In this study, the immanent critiques of Kemalism will be included in the question of the problems between the ideals of the principle of Populism and the resulting practice and a contemporary interpretation will be made in line with the ideals of Kemalism for the idea of populism.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 32 |