Kemalizm bir yandan Batılı oryantalist söylemi içselleştirip Doğuya bu oryantalist gözlükle bakarken, bir yandan da, milliyetçi doğasının gereği olarak, Batı oryantalizminin Türkler hakkındaki olumsuz yargılarıyla mücadele etmek durumunda kalmıştır. Birbiriyle bağdaştırılması son derece zor olan bu iki tutumu uzlaştırmak için de bir iç öteki yaratarak onu oryantalist söylemin nesnesi ve hedefi haline getirmiş, Türk kimliğini bu iç ötekinin zıddı olacak şekilde inşa etmiştir. Kemalizm’in örtük varsayımına
göre Batılılık veya en azından Batıya yöneliş Türklerin özünde zaten bulunan bir özelliktir. Türklüğün özüne dönerek yeniden Batıyla bütünleşmesi için bu doğal özelliği bastıran Osmanlı-Şark geçmişinden kurtulması gerekmektedir. Müzik, bu Kemalist oryantalist bakışın en belirgin şekilde gözlemlenebileceği alanlardan biridir. Erken Cumhuriyet dönemi resmi müzik görüşüne göre Batı müziği evrensel medeniyeti, bilimi, çağdaşlığı ve ilerlemeyi temsil eder. Bu Said’in deyişiyle gizli oryantalizmdir. Şarkla özdeşleştirilmiş Osmanlı müziğiyse açık oryantalizmin hedefidir ve tamamen olumsuz özelliklerle tanımlanır. Kemalizm’in bu müzik karşısındaki tutumu tamamen Batılı oryantalizmin içselleştirilmesine dayanmaktadır. Ne var ki Kemalizm Şark müziğiyle Türk müziği arasında bir ayrım yapar ve Osmanlı müziğini Türk saymaz. Hakiki Türk müziği Kemalistlere göre Osmanlı müziğiyle temas etmediği ve Batı müzik tekniğiyle uyumlu olduğu varsayılan Anadolu türkülerinde aranmalıdır. Batılı oryantalist söylemi içselleştirirken bir yandan da Türkleştiren bu müzik söylemi, kendine özgü bir Kemalist oryantalizme işaret etmektedir. Bu makalede Kemalist oryantalizmin müzik görüşü gizli, açık ve öz-oryantalizm kavramları çerçevesinde analiz edilmektedir.
Kemalist oryantalizm öz-oryantalizm Osmanlı müziği Musiki İnkılabı müzik sosyolojisi Türk modernleşmesi
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Political Science |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | June 15, 2014 |
Published in Issue | Year 2014 Volume: 10 Issue: 40 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi