Giriş: Bu araştırmada kınanın sağlık söylemleri altında
yatan duyuların belleği çalışılmak istenmiştir. Sağlık söylemleriyle örtülü
olan bu anlatıların altında, kişilerin kendine özgü kına ile ilgili duyuların
belleği yatmaktadır. Araştırma kına ile ilgili sağlık söylemlerinin içine
gizlenmiş olan duyu belleklerini çalışmaktadır.
Yöntem: Bu araştırma, 2017 Nisan - 2019 Haziran yılları
arasında çeşitli aralıklarla yapılarak devam etmiştir. Araştırmada kınayı
sağlıklı bulduğu için saçlarına, el ve ayaklarına yakan ve bu yüzden gündelik
yaşamının bir parçası haline getirmiş olan on kadın ve dört erkekle
derinlemesine görüşme yapılmıştır. Saçlarına düzenli kına yakan iki kadın
katılımcımla birlikte, saçlarıma kına yakarak hem sağlık açısından olan
etkilerine bakılmış hem de bir ritüel olarak deneyimlenmiştir. Bir süre devamlı
uygulayarak katılımlı gözlem yapılmıştır. Aynı zamanda kınanın sağlık açısından
önemli olduğu vurgusunu yapan bir fitoterapistle derinlemesine
yapılandırılmamış görüşmede bulunulmuştur.
Bulgular: Sağlık anlatılarının içine gizlenmiş olan
duyuların belleği, kendini kınanın kokusunda, renginde ve ritüelinde açığa
çıkarmaktadır. Maddi kültür öğesi olan kınanın, kokusu, rengi ve ritüelleri,
kişilere geçmişte yaşamış oldukları anılarını hatırlatmaktadır. Bu anılar,
onlara kendilerine iyi gelen bir takım duyguları hissettirmektedir. Kınayı
sağlıklı bulduğu için gündelik yaşamında sıklıkla kullanan bu kişiler, kınanın
kendilerine hatırlattığı bu duygu ve hisleri bedeninde cisimleştirmektedirler.
Ancak kişiler bunu bilinçli olarak değil; içselleştirilmiş bir sağlık davranışı
örüntüsü olarak gerçekleştirmektedirler.
Bu
görüşmelerden çıkan bulgular, sağlık açısından kına yakmanın doğrudan tıbbi bir
iyileştirici etkisi inancının altında; kınaya yüklenen duyusal algıların güçlü
bir bağı olduğu görülmüştür. Bu bağın arka planında ise “kültürel bellek”
yatmaktadır. Bu durum, “duyuların
belleği” (the memory of the senses)
kavramı üzerinden söylem analizi yapılarak yorumlanmıştır. Kınanın ‘koku’sunun,
‘rengi’nin ve ‘dokusu’nun, kişilerin duyusal hafızasına kazınarak duygularına
nasıl yerleştiği ve bedenlerinde nasıl cisimleştiği, kişilerin sağlık
söylemleri üzerinden tartışılmıştır.
Sonuç: Dolayısıyla kına bazı durumlarda iyileştirici
olarak, tıbbi bir ilaç yerine geçen alternatif olmaktadır. Bu alternatifin
kendilerine hem ruhen hem de bedenen iyi geldiğini söylemektedirler.
Düzeltme:https://dergipark.org.tr/tr/pub/mutftd/issue/54355/707166
Introduction: In this research, health discourses underlying the memory of the senses
is studied. The narratives of people who find henna healthy and use it
frequently in their daily lives are referred to in the context of henna-health
relationship. Underneath these narratives covered by health discourses lies the
memory of people’s own senses about henna. The
research explores sensory memories hidden in health discourse related to henna.
Method: This research was carried out at various intervals between April 2017 and
June 2019. In the study, in-depth interviews were
conducted with ten women and four men who applied henna to their hair, hands
and feet because they found henna healthy and therefore made it a part of their
daily lives. Together with two of my female participants, who regularly applied
henna, I applied henna to my hair and experienced it both as a health effect
and as a ritual. Applying henna regularly, participatory observation was
carried out for a period of time. At the same time, an in-depth unstructured
interview was held with a phytotherapist who emphasized that henna is important
for health.
Results: The memory of the senses hidden
in health narratives reveals itself in the smell, color and ritual of henna.
The scent, color and rituals of the henna, which is a material culture, remind
people of their past memories. The memories make them feel good. These people
often use henna in their daily lives because they find it healthy, and they
embody these feelings and emotions in their bodies that the henna reminds them
of. However, people do not consciously do this; they do it as an internalized
health behavior pattern.
In the findings from these interviews, it is seen that
henna has a strong bond with sensory perceptions underneath the belief that
applying henna has a direct medical healing effect. “Cultural memory” lies
behind this bond. This situation was interpreted by using discourse analysis
over the concept of the memory of the senses. How the smell, color and texture
of henna is engraved in the sensory memory of people and how they become
embodied in their bodies are discussed through the health discourse of the
people.
Conclusion: Thus, in some cases, henna is a healing alternative to medicinal
products. Persons say that this alternative is good for them both spiritually
and physically.
Erratum: https://dergipark.org.tr/en/pub/mutftd/issue/54355/707166
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Clinical Sciences |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 31, 2020 |
Submission Date | November 25, 2019 |
Published in Issue | Year 2020 |
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin süreli bilimsel yayınıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Makalelerin sorumlulukları yazarlara aittir
Kapak
Ayşegül Tuğuz
İlter Uzel’in “Dioskorides ve Öğrencisi” adlı eserinden
Adres
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Çiftlikköy Kampüsü
Yenişehir/ Mersin