İnsanlık tarihinde ölümlere en çok neden olan hastalıklarından biri de sıtmadır. Yüzyıllar sonra
‘‘malarya’’ olarak isimlendirilecek olan bu hastalık kınakına kabuğunun keşfine kadar insanlığın başına
dert olmuştur. And Dağları’nın doğu yamaçlarında Peru’dan Bolivya’ya kadar yetişen ve İnkaların
kınakına adını verdikleri bu ağacın kabuğu 16. yüzyılda İspanyol misyonerler tarafından Avrupa’ya
götürülmüştür. Cizvit tozu adıyla kısa sürede yaygın olarak kullanılmaya başlayan bu mucize kabuk
ateşli hastalıklara çare olmuştur. 1742 yılında Linné bu kabuğu veren ağacı Cinchona officinalis olarak
isimlendirir. 1820 yılında Fransız eczacılar Pelletier ve Caventou kınakınadan kinin elde ederler ve
ekstraksiyon metodunu yayınlayarak ilaç firmaları tarafından kinin üretilmesini sağlarlar.
Sıtma, tarih boyunca Anadolu’da da salgınlar yapmış, Ege ve Akdeniz kıyılarında yer alan antik
medeniyetlerin birçoğunun çökmesinde önemli bir rol oynamıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde
sıtma, aynı ağırlık ve önemde bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmiştir. Osmanlı Devleti, önce
Balkan Savaşları ardından Birinci Dünya Savaşı’nın gelmesiyle, savaşın yanında bir de bulaşıcı
hastalıklarla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte, ordu
içinde olduğu kadar sivil halk arasında da sıtma iyice yayılmaya başlamıştır. 1914 yılında kurulan
Sıhhiye Nezareti ile salgın hastalıklarla mücadele başlatılmıştır. Yasal düzenlemelerle Almanya’dan
ithal edilen kinin tablet haline getirilip, Ziraat Bankası aracılığıyla halka ücretsiz dağıtılmıştır.
Bu çalışmada kınakınanın tarihi ile Osmanlı döneminde sıtma mücadelesi ve kinin ile ilgili kanunlar
araştırılmıştır.
Malaria was among the most dangerous diseases in the history of medicine. It caused a huge trouble for human being until the discovery of Cinchona bark. The Cinchona tree, growing naturally from Bolivia to Colombia on the eastern slopes of the Ands, was introduced into European medicine by Spanish Jesuit missionaries in the 16th century. Being popular as “Jesuit powder” it was used for the treatment of febrile illnesses. Its active ingredient, quinine, was isolated in 1820 by two French pharmacists, Pelletier and Caventou. They published their extraction method, and thus enabled pharmaceutical industry to produce quinine. Throughout history, malaria caused many epidemics in Anatolia and therefore played a significant role in decimating many ancient civilizations settled on the Mediterranean and Aegean coasts. In the Ottoman Empire, it was an ongoing important public health issue. Ottoman state had to fight against epidemics during the Balkan Wars and then the World War I. Malaria was spread among the troops as well as among the people at the beginning of the World War I. Ministry of Health was founded in 1914 and fight against epidemic diseases was launched. Legal regulations were implemented and quinine was imported from Germany and distributed free of charge to the public. In this study the history of Cinchona, the laws about quinine and fight against malaria in the Ottoman Empire were investigated.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 1, 2014 |
Published in Issue | Year 2014 XI. National Conference on the History of Turkish Pharmacy 25-28 May 2014 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.
Periodical scientific publication of Mersin University School of Medicine. Can not be cited without reference. Responsibility of the articles belong to the authors
Ayşegül Tuğuz
from composition of İlter Uzel named “Dioscorides and his Student
Address
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Çiftlikköy Kampüsü
Yenişehir / Mersin