İnsanoğlunun varoluşundan bu yana en büyük gereksinimlerinden biri olan ve yeri hiçbir şey ile doldurulamaz olan su, yapılı çevrenin oluşumunda da büyük rol oynamıştır. Yerleşimler çoğunlukla suya yakın alanlarda kurulmuştur. Ancak her yörenin kendi gereksinimleri vardır ve yerleşimler oluşurken yaşayan toplulukların temel aldıkları noktalar değişiklik göstermiştir. Ama bu su ihtiyacının önemsenmediği anlamına gelmemektedir. Suya olan ihtiyacın bu denli önemli olmasına rağmen su kaynağının olmayışı ya da su kaynağı bölgelerinde yaşam tehlikesi oluşması nedeniyle tarih boyunca tatlı su kaynaklarına uzak yerleşimlerde gelişmiştir. Temiz ve tatlı suya uzak olarak yerleşimi inşa etmiş toplumlar bu alandaki gereksinimlerini karşılamak için çeşitli stratejiler geliştirmiştir. Bunlardan en önemlisi yağmur suyu kullanımıdır. Yüzyıllar boyunca temiz ve tatlı su kaynağı olarak kullanılan yağmur suyu gerek yapıların çatılarından gerekse düz alanlardan toplanarak sarnıçlarda biriktirilerek kullanılmıştır. Bu kullanıma “su hasadı” da denmektedir. Tarihi pek çok alanda yağmursuyu toplama sarnıçlarına rastlanmaktadır. Yağmur suyu hasadı, hem geçmişte hem de günümüzde en yaygın olarak kullanılan çevre dostu su elde etme yöntemlerinden biridir. Günümüzde de artan su ihtiyacı ve su kaynaklarının azalması nedeniyle su korunumu sağlamak için yağmur suyu hasadı yapabilecek benzer sistemler sürdürülebilirlik bağlamında yeni yapılan yeşil yapılarda su korunumu kapsamında uygulanmaktadır. Bu çalışmada ülkemizin önemli tarihi alanlarından biri olan ve tarihi su sistemleri ile büyük ilgi uyandıran Alanya Kalesi’nde bulunan Emine-Murat Cimrin Koçak evi sarnıç sistemi incelenmiş ve yeniden kullanım durumu hakkında değerlendirme yapılmıştır.
Water, which has been one of the greatest necessities of human beings since its existence and cannot be filled with anything, has also played a primary role in the formation of the built environment. Settlements are mostly established in areas close to water. However, each region has its own needs, and the bases of living communities differed as settlements were formed. But this does not mean that water needs are ignored. Although the need for water is so important, it has developed in settlements far from fresh water resources throughout history due to the lack of water resources or the danger of life in the water source regions. Societies that have built settlements far from clean and fresh water have developed various strategies to meet their needs in this area. The most significant of these is the use of rain water. Rainwater, which has been used as a clean and fresh water source for centuries, was collected from the roofs of buildings and flat areas, and was used in cisterns. This use is also called "water harvesting". In many historical areas, rainwater collection cisterns can be found. Rainwater harvesting is one of the most widely used environmentally friendly water harvesting methods, both in the past and today. Similar systems that can harvest rainwater in order to provide water conservation due to the increasing need for water and the decrease in water resources are applied within the scope of water conservation in newly built green buildings in the context of sustainability. In this study, Emine-Murat Cimrin Koçak House cistern system in Alanya Castle, which is one of the most important historical areas of our country and attracts great attention with its historical water systems, was examined and an evaluation was made about the re-use situation.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Architecture |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 6 Issue: 3 |