Introduction:
Surgery is the gold standard therapy method in
renal tumors. Renal tumor surgery can be performed as open
radical nephrectomy, open partial nephrectomy, laparoscopic radical nephrectomy
or laparoscopic partial nephrectomy. Each technique has its own advantages and
disadvantages. In this research, it was aimed to evaluate the renal tumor
surgery techniques in our clinic and the oncologic data obtained from the
patients.
Material and Methods:
A total of 92 patients with a radiologically
proven renal mass were underwent surgery between July 2011 and January 2018. The clinical, oncological and pathological
results of these patients are evaluated according to their surgical approach
retrospectively. The obtained data were evaluated according to
the surgical technique.
Results:
The patients who have renal mass underwent
partial nephrectomy (n:39), radical nephrectomy (n:38), laparoscopic radical
nephrectomy (n:14) and laparoscopic partial nephrectomy( n:1). The most common
pathologic tumor type is clear cell carcinoma (n: 56), the most common T stage
is T1b (n: 39) and the most common tumor grade is Fuhrman grade 2 (n:34).
Average tumor mass size of open partial nephrectomy patients are 3,3±1,8
cm, significantly smaller than the radical
surgeries (p<0,05). In laparoscopic cases, peroperative bleeding volume and
postoperative hospitalization time is lower than the open surgeries
(p<0,05). By the means of follow up of the patients, only 3 patients have
tumor recurrence and there is no significant difference between open,
laparoscopic or partial surgeries (p>0,05).
Conclusion:
Surgery is still the best type of oncological
treatment in renal tumors. Partial and laparoscopic radical nephrectomy has
similar oncologic results with open radical nephrectomy in selected cases. Kidney tumor surgery results in our clinic have
similar characteristics with the literature.
Giriş:
Günümüzde böbrek tümörü tedavisinde cerrahi altın standart
tedavi seçeneğidir. Böbrek tümörü cerrahisi, açık radikal nefrektomi, açık
parsiyel nefrektomi, laparoskopik radikal nefrektomi veya laparoskopik parsiyel
nefrektomi şeklinde yapılabilmektedir. Her tekniğin kendi içinde avantaj ve
dezavantajları bulunmaktadır. Çalışmamızda, kliniğimizde uygulanan böbrek
tümörü cerrahi teknikleri ve hastalardan elde edilen onkolojik verilerin değerlendirilmesi
amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem:
Çalışmaya Temmuz 2011-Ocak 2018 tarihleri arasında
radyolojik olarak renal kitle tespit edilip böbrek tümörü ön tanısıyla cerrahi
uyguladığımız toplam 92 hasta dahil edildi. Bu hastaların verileri klinik, patolojik
ve onkolojik sonuçlar açısından retrospektif olarak incelendi. Elde edilen
veriler kullanılan cerrahi tekniğe göre değerlendirildi.
Bulgular:
Renal kitlesi olan 39 hastaya açık parsiyel nefrektomi, 38
hastaya açık radikal nefrektomi, 14 hastaya laparaskopik radikal nefrektomi ve
1 hastaya laparoskopik parsiyel nefrektomi operasyonu uygulandı. Patolojik
incelemelerde en sık izlenen tümör tipinin renal hücreli karsiom berrak hücreli
tip (n:56), en sık izlenen T evresinin T1b (n:39) ve en sık izlenen tümör
derecesinin Fuhrman grade 2 (n:34) olduğu görüldü. Açık parsiyel nefrektomi
uygulanan hastaların ortalama tümör kitle boyutu 3,3±1,8 cm olup radikal cerrahi
yaklaşımlara göre anlamlı derecede daha küçük boyutta olduğu
görüldü(p<0,05). Laparoskopik cerrahi yaklaşımlarda peroperatif kanama
miktarı ve postoperatif yatış süresi açık cerrahi yaklaşımlara göre daha düşük
bulundu (p<0,05). Hastaların takiplerinde sadece 3 hastada tümör nüksü
izlenmiş olup açık, parsiyel ve laparoskopik yaklaşımlar arasında anlamlı fark
tespit edilmedi. (p>0,05).
Sonuç:
Böbrek tümörlerinde cerrahi operasyonlar onkolojik açıdan
en önemli tedavi seçeneği olma özelliğini korumaktadır. Parsiyel ve
laparoskopik radikal nefrektomi, seçilmiş hasta gruplarında açık radikal
nefrektomi ile benzer onkolojik sonuçlara sahiptir. Kliniğimizde uygulanan
böbrek tümörü cerrahileri literatür ile benzer özellik taşımaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Orginal Article |
Authors | |
Publication Date | May 7, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 6 Issue: 1 |