Eyyûbî Devletinin kurucusu olan Selahaddin vezir tayin etmemiş ve onun yerine tecrübe ve ilim sahibi müşavirlerle devlet yönetimini yürütmüş ve divanlara etkin bir şekilde katılarak istişarelerde bulunmuştur. Selahaddin'den sonra gelen sultanlar Fâtimîler döneminde olduğu gibi vezaret müessesesini tekrar ayağa kaldırıp güçlendirmişlerdir. El-Melikü'l-Âdil döneminde vezirler Fâtimîler dönemindeki gibi olmasa da Abbasîler dönemi bürokrasisine benzeyen bir yapıya sahip olup mali işlerle meşgul olan ve beytülmali yöneten görevlilerdi. El-Melikü'l-Âdil'in ağabeyi Selahaddin’in aksine vezir tayin etmesinin nedenleri arasında onların nüfuzundan yararlanmak ve rakiplerini ortadan kaldırmak bulunmaktaydı. İbn Şükr, Melik Adil’in iktidarını sağlamlaştırmak için Selahaddin Eyyûbî dönemindeki eski bürokratları tasfiye etmiştir. Bu durum İbn Şükr’ün, Eyyûbî devletindeki gücünü sürekli olarak artırmış ve bürokratları tasfiye ederek yönetimi kontrol altında tutmasına neden olmuştur. El-Melikü’l-Kâmil sultan olunca ortaya çıkan problemlerin çözümü noktasında daha önce tartışma yaşadığı İbn Şükr’ü vezir olarak tayin etmek zorunda kalmıştır. İbn Şükr’ün ikinci vezirlik dönemi birincisine göre daha etkili olmuş ve özellikle isyan eden ve mallarını kontrolsüz bir şekilde arttıran devlet adamlarının mallarını müsadere etmiştir. Ayrıca Haçlılarla iş birliği halinde olan Hristiyan tüccarlara karşı ağır vergiler getirmek suretiyle el-Melikü’l-Kâmil’in Dimyat’ın işgali ve sonrasında gelişen pek çok isyan dolayısıyla boşalan hazineyi tekrar doldurmak suretiyle başarılı bir maliye politikası ortaya koymuştur. Bu makalede, Selahaddin, el-Melikü'l-Âdil ve el-Melikü’l-Kâmil gibi Eyyûbî dönemi hükümdarları tarafından vezirlik müessesesinin kullanılması ve vezirlerin rolüyle ilgili durumları anlatıldı. Makalede ayrıca İbn Şükr'ün gücünün arttırılması, devletin kontrol altında tutulması, mezhepler arası mücadelelerin önlenmesi ve maliye politikası gibi konulara da değinildi. Genel olarak, makalede Eyyûbî devletindeki hükümdarların yönetim stratejileri ve bürokratik yapılanmanın nasıl kullanıldığına odaklanıldı.
Saladin, the founder of the Ayyubid State, did not appoint a vizier but instead managed the state administration through judges and other advisors, actively participating in consultations in the divans. The subsequent sultans, unlike the Fâtımîds period, revived and strengthened the vizierate institution. During the reign of Al-Malik al-Adil, the viziers had a structure resembling the Abbasid period bureaucracy, dealing with financial affairs and managing the treasury. This constant increase in Ibn Shukr's power within the Ayyubid state enabled him to control the administration by eliminating bureaucrats. Moreover, he intervened in inter-sectarian conflicts and was concerned about sectarian disputes posing a threat to the existence of the state. Ibn Shukr's effective power in the Ayyubid state led to conflicts with the heir apparent, Malik Kâmil, and his dismissal from his position. After Ibn Shukr, Malik Adil appointed Mikdam ibn Shukr as vizier, but finding him less successful than his predecessor, he also dismissed him and governed the state without a vizier, as in the time of Saladin. However, when Malik Kâmil became sultan and faced problems that required solutions, he had to appoint Ibn Shukr as vizier, whom he had previously argued with. Ibn Shukr's second tenure as vizier was more effective than the first, and he seized the properties of the state officials who rebelled and increased their wealth without control. Furthermore, he implemented a successful fiscal policy by imposing heavy taxes on Christian merchants collaborating with the Crusaders, thereby replenishing the depleted treasury due to the occupation of Damietta by Malik Kâmil and the subsequent uprisings. In this article, the utilization of the vizier institution by rulers of the Ayyubid period such as Salahaddin, Al-Malik al-Adil, and Malik al-Kâmil, and the situations regarding the roles of viziers were described. Additionally, the duties and influences of viziers like Ibn Shukr and Mikdam ibn Shukr were emphasized. The article also touched upon topics such as the empowerment of Ibn Shukr, maintaining control over the state, preventing inter-sectarian conflicts, and fiscal policies. Overall, the article focuses on the governance strategies of the rulers in the Ayyubid state and how the bureaucratic structure was utilized.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | History of Muslim Turkish Countries and Societies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 26, 2023 |
Submission Date | July 23, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |
Ortaçağ Araştırmaları Dergisi'nde yayınlanan makaleler, Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır. Bilimsel araştırmaları kamuya ücretsiz sunmanın bilginin küresel paylaşımını artıracağı ilkesini benimseyen dergi, tüm içeriğine anında açık erişim sağlamaktadır. Makalelerdeki fikir ve görüşlerin sorumluluğu sadece yazarlarına ait olup Ortaçağ Araştırmaları Dergisi'nin görüşlerini yansıtmazlar. Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası