The subject of our research is how the zakat worship, which is one of the basic principles of Islam, was collected, protected and distributed in the early periods of Islamic history. Zakat, which is both an individual and a social worship, is also an economic practice. However, the state authorizes an institution to implement this worship.In order to better understand the worship of zakat, it is important to examine the institution of zakat from a social and historical perspective. Although the functioning of the institution of zakat has differed from time to time in the history of Islam, it has always had a great impact on closing the financial gap between the rich and the poor in the society and the welfare of the members of the society as a right. Zakat has always been an important solution to the problem of poverty in the society, whether it is the periods when the state itself collects and distributes it or when people are left to their own initiative. Zakat has always been an important solution to the problem of poverty in society. Zakat is an economic obligation that Muslims who have reached a certain wealth must give a certain amount of the surplus of their goods and products they produce to the state officials who are responsible for collecting and distributing them to the places specified in the Qur'an, in order to fulfill Allah's command. It is given once a year. Through this obligation, Islam establishes a link between Muslim individuals. At the same time, it accurately determines the connection of the servant with the temporary blessings as an individual and strengthens the bond of the servant with Allah. In this article, we tried to examine how zakat was performed as an institutional structure in the early periods of Islamic history in the light of sources.
İslâm’ın temel esaslarından biri olan zekât; belirli bir zenginlik seviyesine ulaşmış Müslümanların, mallarının ihtiyaç fazlasından ve ürettikleri ürünlerin nisâba ulaşan kısmından belli ölçüde ve yılda bir defaya mahsus, Allah’ın emrini yerine getirmek üzere Allah’ın belirlediği yerlere harcamak veya bu malı devletin zekâtı toplayıp dağıtmakla görevli memurlarına vermek zorunda oldukları iktisadi bir mükellefiyettir. İslâm dini bu mükellefiyetlikle Müslüman bireyler arasında bir bağ kurmaktadır. Aynı zamanda fert olarak da kulun geçici dünya nimetleri ile olan bağını doğru konumlandırarak Allah ile olan bağının güçlenmesini sağlamaktadır. Hem bireysel hem de toplumsal bir ibadet olan zekâtın aynı zamanda ekonomik bir uygulama olması ve devletin bizzat zekâtı organize etmesi de bu ibadetin uygulanmasında bir müesseseyi zorunlu kılmıştır. Zekât ibadetinin toplumsal ve tarihsel açıdan anlaşılması için zekâtın İslâm tarihinin ilk devirlerinde hangi temel kaidelerle nasıl toplandığı, muhafaza edildiği, dağıtıldığı ve bu işi deruhte eden zekât müessesesinin incelenmesi önem arz etmektedir. Zekât müessesinin işleyişi İslâm tarihinin çeşitli dönemlerinde farklılıklar arz etse de farz bir ibadet olarak toplum içindeki zengin fakir arasındaki malî uçurumların kapatılmasında ve toplum bireylerinin birbirini gözetmesindeki etkisi her daim büyük olmuştur. Zekâtın ister bizzat devlet tarafından toplandığı ve dağıtıldığı dönemler olsun isterse ödenmesinin insanların kendi inisiyatifine bırakıldığı dönemler olsun zekât her daim toplumdaki yoksulluk problemine önemli bir çözüm olmuştur. Bu makalemizde İslâm tarihinin ilk dönemlerinde zekât ibadetinin bir kurumsal yapı olarak nasıl icra edildiğini kaynaklar ışığında incelemeye çalıştık.
zekât müessese İslam Tarihi Zenginlik İlk Dönem Islamic History First Period Wealth Zakat Establishment
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 26, 2022 |
Submission Date | June 4, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 5 Issue: 2 |
Articles published in Ortaçağ Araştırmaları Dergisi are licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY-NC 4.0). Ortaçağ Araştırmaları Dergisi provides immediate open-access to its content, reflecting its conviction in advancing global knowledge exchange. The opinions presented in the articles are the sole responsibility of their respective authors and do not present the view or opinions of Ortaçağ Araştırmaları Dergisi. Terms of Use & Privacy Policy