Din adıyla kurumsallaşan tek tanrı inancı ortaya çıkana değin insanlık uzun süreler boyunca çok çeşitli tanrıları da içeren karmaşık inanç sistemleri geliştirmiştir. Dinin kuramsal boyutta modern anlamı ötekinin ve diğerlerinin inancını yadsıyarak ve yabancılaştırarak kendisini ortaya koyduğundan birçoklarınca çok tanrılı inançlar din kavramı içinde nitelenmemektedir. Bu ötekileştirme ile çok tanrılı inancın yadsınması kolaylaşmış ve dinin kendi gelişimi evrimsel bir tarihsel süreç ile açıklanmıştır. Yakındoğu’da ortaya çıkan kurumsal din giderek Avrupa’da merkezi bir kimlik edinmiş ve geride bıraktığı arkaik düşünceyi ötekileştirmiştir. Siyasi anlamıyla kimlik dini tanımlarla ifade edilmiş, kadim bir gelenek eskiye ait olarak dışlanmıştır. Ötekilerin, yabancıların ve başka insan topluluklarının varlığı ve aidiyeti dini pratiklerle yükseltilmiş ya da alçaltılmıştır. İşte burada ötekileştirilen, yabancılaştırılan ve başkalaştırılan bir kültürün inançlarına ve din kavramının içini nasıl doldurduklarına bakmaya çalışacağız. Yabanıl tavırları, batıl inançları ve ürkütücü tutumlarıyla nitelen bu insanların din gibi yüksek bir kültür nüvesini inşa ettiklerine ileri sürmek ne çağdaşlarının ne de sonraki yüzyıllarda ortaya çıkan araştırmacıların çok da ilgilendikleri bir alan değildi. Problemimizi ele alırken anlatıları ve pratikleri dini bir yaşamı inşa ettiklerine en az ihtimal verilen kuzeyli bir kavim olan Vikingler üzerinden ele alacağız. Askeri nitelikleriyle öne çıkan vahşi bir topluluk olarak görülen Viking kültüründe inancın payı neydi? Yaşamı sürdürmenin çok zor olduğu kadim coğrafyalarında ve nesiller boyunca yayıldıkları koloni sahalarında hangi inanç izlerini bırakmışlardı? İnançları yüzlerce yıl boyunca devam eden engin bir gelenek miydi? Bu ve benzeri soruları birincil kaynaklardan ve modern araştırmalardan yanıtlamaya çalışırken yeni sorular sormaya ve konuyu daha da derinleştirmeye özen gösterdik.
Before monotheism emerged and became institutionalized as what we now call Religion, humanity spent centuries developing complex belief systems that included many gods. Because the modern concept of Religion defines itself by rejecting and alienating polytheistic beliefs, many do not consider polytheistic systems as true ‘religion’. The institutionalized religion that emerged in the Near East gradually gained prominence in Europe, marginalizing the archaic beliefs it left behind. The existence and social standing of others, including strangers and foreign communities, were either elevated or diminished through religious practice. In this paper, we aim to explore the beliefs of a culture marginalized and alienated by others, examining how they define and practice religion within their own context. Claiming that these people, characterized by their wild attitudes, superstitious beliefs and frightening attitudes, had built the core of a high culture such as religion. What role did belief play in Viking culture, a society often regarded as fierce and defined by its military strength? What traces of faith did they leave in their ancient geographies, challenging lands and in the colonies where they settled over generations? Did their beliefs establish a vast tradition that endured for centuries? In attempting to answer these and similar questions using primary sources and modern research, we sought to ask further questions and deepen our exploration of the subject.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Medieval European History |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 26, 2024 |
Submission Date | April 5, 2024 |
Acceptance Date | September 2, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 7 Issue: 2 |
Articles published in Ortaçağ Araştırmaları Dergisi are licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY-NC 4.0). Ortaçağ Araştırmaları Dergisi provides immediate open-access to its content, reflecting its conviction in advancing global knowledge exchange. The opinions presented in the articles are the sole responsibility of their respective authors and do not present the view or opinions of Ortaçağ Araştırmaları Dergisi. Terms of Use & Privacy Policy