Capitalism shapes not only economic production but also cultural production, restructuring popular culture to fit market conditions. Cultural products become objects of mass consumption through public relations and advertising strategies. According to John Fiske, this commercialization is not only economic but also ideological, as public relations play a key role in shaping values and consumption habits.This study critically examines how the capitalist system directs and reproduces popular culture, drawing on Adorno and Horkheimer’s culture I ndustry approach and Gramsci’s theory of hegemony. It argues that public relations, beyond being marketing tools, serve as mechanisms for disseminating ideological messages and maintaining the capitalist system. Using John Fiske’s Understanding Popular Culture as a foundation, the study explores how popular culture is commercialized and the role of public relations in this process.
The research investigates the interaction between popular culture and public relations within the capitalist system, analyzing how public relations facilitate commercialization. Employing a qualitative methodology, it utilizes content analysis to examine academic studies on the subject from a historical and comparative perspective. The findings reveal that public relations are not just marketing strategies but tools that shape social norms and influence consumption habits, functioning as part of broader social engineering processes. This study offers a theoretical and critical framework for understanding the deep connection between public relations and popular culture.
Kapitalizm yalnızca ekonomik üretimi değil, aynı zamanda kültürel üretimi de şekillendirerek popüler kültürü piyasa koşullarına uygun hale getirmektedir. Kültürel ürünlerin kitlesel tüketim nesnelerine dönüşmesi, halkla ilişkiler ve reklam stratejileri aracılığıyla sağlanmaktadır. John Fiske’ye göre bu ticarileştirme yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda ideolojik bir süreçtir ve halkla ilişkiler, değerlerin ve tüketim alışkanlıklarının şekillendirilmesinde kilit bir rol oynamaktadır. Bu çalışma, kapitalist sistemin popüler kültürü nasıl yönlendirdiğini ve yeniden ürettiğini eleştirel bir bakış açısıyla incelemektedir. Adorno ve Horkheimer’in kültür endüstrisi yaklaşımı ile Gramsci’nin hegemonya kuramına dayanarak, halkla ilişkilerin ideolojik mesajları yayarak kapitalist sistemin devamlılığını sağlayan bir mekanizma olduğunu öne sürmektedir. John Fiske’nin Popüler Kültür adlı eserinden hareketle, popüler kültürün nasıl ticarileştirildiği ve halkla ilişkilerin bu süreçteki rolü ele alınmaktadır.
Araştırma, popüler kültür ve halkla ilişkiler arasındaki etkileşimi incelerken, halkla ilişkilerin kapitalist sistem içindeki ticarileştirme sürecini nasıl yönlendirdiğini analiz etmektedir. Nitel bir yöntem benimseyen çalışma, akademik literatürdeki içerik analizini kullanarak konuyu tarihsel ve karşılaştırmalı bir perspektifle ele almıştır. Bulgular, halkla ilişkilerin yalnızca bir pazarlama stratejisi olmanın ötesinde, toplumsal normları şekillendiren ve tüketim alışkanlıklarını belirleyen bir araç olduğunu ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, halkla ilişkiler, geniş çaplı bir toplumsal mühendislik sürecinin parçası olarak değerlendirilmektedir. Çalışma, halkla ilişkiler ile popüler kültür arasındaki derin bağı anlamak için teorik ve eleştirel bir çerçeve sunmaktadır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Media Studies, Communication Studies, Communication Theories, Mass Media, Communication and Media Studies (Other), Arts and Cultural Policy |
Journal Section | Analysis / Case-based Article |
Authors | |
Publication Date | June 29, 2025 |
Submission Date | September 26, 2024 |
Acceptance Date | April 16, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 15 Issue: 2 |