Özet
Bu çalışma, Batılı eril fantazilerin söyleminde
üretilmiş Harem, Hamam ve Köle Pazarı konularında şekillenmiş şarkiyatçı
söylemin klişelerinden olan ve ötekilik mekânları olarak tanımlanan mekânlarda
konumlandırılmıştır. Doğulu kadın temsillerinin yer aldığı bu resimlerden
alıntılamalar yaparak, Türkiye’de yeniden üreten sanatçıların, çalışmalarının karşılaştırmalı
okumalarını yapmaktadır. Çalışmada, bu bağlam üzerine yapıtlarını üreten İnci
Eviner, Gülsün Karamustafa, Taner Ceylan
ve İsmet Doğan olmak üzere dört sanatçıya yer verilmiştir. Kadını temsil
istencinin, ataerkil düzende, hegemonik yapısına feminist kuram çerçevesinde
yaklaşılmıştır. Sonuç olarak Türkiye’nin sosyo-politik ve tarihi süreçleri de
ele alınarak yapılan incelemede doğunun öteki oluşu, kadının öteki oluşuyla
kesişmektedir; sanatçıların yapıtlarında,
öznenin kendini tanımlamada muhtaç olduğu “öteki”, merkezin sürekli değişen
yapısıyla, yeni ötekiler yaratma sürecinden kaynaklı kimlik krizi
yaratmaktadır. Ataerkil sistemin değişmez ötekisi, doğusu, edilgeni, eksiklisi vb.
olarak işaret ettiği kadındır. Dolayısıyla kadının temsil edilişi, bu söylemler
dâhilinde ötekini tahakküm altına almayı içinde barındırır; Türkiye’de üretilen
bu çalışmaların bağlamları eril söylemin sadece bir tarafı yani “doğusu”dur. Bu
anlamda şarkiyatçılığın paradoksal yapısı gereği, çalışmada konu edinilen dört
sanatçının yapıtlarında ki yeniden üretimlerinin, bir heterotopya olma özelliği
taşıdığı söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Şarkiyatçılık, Harem, Hamam, Köle Pazarı, Ötekilik Mekânları
Abstrac
This study involves spaces which are defined as otherness and among the
cliché of orientalist discourse which were shaped around seraglios, public
baths, and slave bazaars produced by Western masculine fantasies through
visuals and today’s reproduction. By referencing these visuals involving the representations
of eastern women, this study makes a comparison between Turkish artists who
reproduce these spaces. These artists included in the study are İnci Eviner,
Gülsün Karamustafa, Taner Ceylan and İsmet Doğan. The hegemonic structure of
women representation will in the paternalistic order was approached from the
feminist theory perspective. As a
result, in this examination considering Turkey’s socio-politic and historical
processes crosses the otherness of the East with otherness of women. In the
works of artists, the “other” required by the object to define itself creates
an identity crisis sourcing from the process of creating new others due to the
changing structure of the center. The unchanging other, east, passive, etc. of
paternalistic system is women. Therefore, the representation of women involves
domination of the other within these discourses. The contexts of these studies
produced in Turkey is only one side of the masculine discourse; the “East”. In
this sense, by nature of orientalism’s paradoxical structure, the reproductions
of the artists included in this study can be stated to be heterotopia.
Keywords: Orientalism, Seraglio, Public bath, Slave Market, Otherness Spaces
Summary
This study determined the
main boundaries of spaces which are defined as otherness and among the cliché
of orientalist discourse which were shaped around seraglios, public baths, and
slave bazaars produced by Western masculine fantasies through visuals and
today’s reproduction. Therefore, this study defines orientalism as it is created,
replicated and consumed by Western centered discourse. According to Edward Said,
orientalism is classified into two categories as open and implied. Open
orientalism expresses opinions on the language, letters, history, sociology,
etc. about Eastern cultures explicitly. However, implied orientalism refers to
a field of dreams, images, fantasies and fears. So, East has become an object
for both desire and information. This study has a viewpoint with reference to
Said’s implied orientalism, and also criticizes Said for masculinity. According
to the perspective of the West, East was centered as the other and represented
on an imaginary geography. At this point, the representation of the East as the
other crosses between the representation of women as the other. This feminist
analogy which places the object constituting both the idea of this study and
the foundations of Western oriented perspective in the white male, defines the
women as the other to men. From Freudian perspective, women were seen as
incomplete men. When we look through this perspective, East is seen as the
incomplete West. The main idea of Westernization lies at this point.
Within this context, the
starting point of this study has been the 18th century, when the
interest in sexuality peaked in the West as also expressed by Foucault in his
book titled “History of Sexuality”. 18th century was also the period
when France undertook the mission of francization and the period of Ottoman
collapse. Therefore, political-cultural relationships and their social
reflections have been examined in this study. In this study which involved the
footprints of cultural interaction between the two countries, how the ongoing
discourses created a pattern was focused. The goal of this viewpoint and
historical restriction is to point at the common grounds of two-way interaction
between Ottoman Empire and France. This common ground is masculine viewpoint.
In this study, the hegemonic structure of women representation will in this
paternalistic order was approached from the feminist theory perspective.
Starting from the Ottoman westernization movements, the reflections of Western
modernity on visual arts in Turkey’s socio-political history was investigated
within the context of women representation from an orientalist viewpoint.
Therefore, it is observed
that orientalist visuals which are the extensions of paternalistic structure
representing women as the object in the West that can be characterized as the
otherness spaces, have transmitted the same tradition. In visual arts in
Turkey, the concept of Ottoman orientalism has been dealt with within the context
of reproduction of women representation through the pictures drawn in
orientalist discourse. The double otherness created by the concepts of
westernization-modernization seen as the results of Ottoman orientalism’s
reflections on today’s Turkey has been emphasized. The reflection of implied
orientalism on visual arts was investigated through the other sexualized in the
foreign discourse considering the historical aspects of the era. Otherness
spaces sexualized in foreign discourse were examined under three parts:
seraglio, public bath, and slave bazaar. The works of four artists who produced
them within this context were involved. These artists were İnci Eviner, Gülsün
Karamustafa, Taner Ceylan, and İsmet Doğan. As a result, in this examination
considering Turkey’s socio-politic and historical processes crosses the
otherness of the East with otherness of women. In the works of artists, the
“other” required by the object to define itself creates an identity crisis
sourcing from the process of creating new others due to the changing structure
of the center. The unchanging other, east, passive, etc. of paternalistic
system is women. Therefore, the representation of women involves domination of
the other within these discourses. The contexts of these studies produced in
Turkey is only one side of the masculine discourse; the “East”. In this sense,
by nature of orientalism’s paradoxical structure, the reproductions of the
artists included in this study can be stated to be heterotopia.
Summary
Bu çalışma, Batılı eril fantazilerin söyleminde
üretilmiş Harem, Hamam ve Köle Pazarı konularında şekillenmiş şarkiyatçı
söylemin klişelerinden olan ve ötekilik mekânları olarak tanımlanan mekânların
görselleri ve günümüzde yeniden üretimi üzerinden ana sınırlarını belirlemiştir.
Dolayısıyla çalışmanın Şarkiyatçılık tanımı; Batı merkezli eril söylemler
dahilinde yaratılmış ve yine söylemlerle çoğaltılmış, tüketilmiş olduğu
şeklindedir. Edward Said’e göre şarkiyatçılık açık ve örtük olmak üzere iki ye
ayrılır. Açık şarkiyatçılık, Doğu’lu toplumların dili, yazını, tarihi ve
sosyolojisi vb. üzerine açıkça dile getirilmiş görüşleri içermektedir. Fakat
örtük şarkiyatçılık rüyaların, imgelerin, fantazilerin ve korkuların yer aldığı
bilinç dışı bir alanı kapsamaktadır. Dolayısıyla, Şark hem bir bilgi hem de
arzu nesnesi haline gelmiştir. Çalışma Said’in örtük şarkiyatçılık dediği
alandan hareketle bakışını oluşturur ve bu noktada Said’e maskülinist
eleştiriyi de yapar. Batı merkezli anlayışta, Doğu, öteki olarak konumlanmış ve
imgesel bir coğrafya temsil edilmiştir. Bu anlamda Doğu’nun öteki olarak
temsili, kadının öteki olarak temsiliyle kesişmektedir. Feminist bakışla
kurulan bu analoji çalışmanın ideasın oluşturan Batı merkezli anlayışın
temellerini de oluşturan öznenin, batılı beyaz erkek söyleminde konumlanışı,
kadını erkeğin ötekisi olarak tanımlamıştır. Freudyen bakışta, kadın eksikli
erkek olarak tanımlanmıştır, bu bakıştan hareketle Doğu eksikli Batıdır.
Batılılaşma fikrinin temeli budur.
Bu bağlamda, çalışma da tarihsel anlamda başlangıç
noktası olarak, Foucoult’un da
Cinselliğin Tarihi kitabında belirttiği üzere cinselliğe karşı olan ilginin
batıda en çok arttığı dönem olan 18.yüzyıl ele alınmıştır. 18.yüzyıl aynı
zamanda Fransa’nın Fransızlaştırma misyonunu üstlendiği ve Osmanlı çöküş
dönemidir. Dolayısıyla bura da siyasi kültürel ilişkiler ve toplumsal
yansımaları incelenmiştir. İki ülke arasındaki karşılıklı etkileşimden doğan
Alaturka- Alafranga olarak dile yerleşmiş ve bir dönemin kültür etkileşiminin
izlerinin açık edildiği bu çalışmada tarihsel anlamda günümüze kadar devam eden
söylemlerin nasıl bir örgü oluşturduğu üzerinde durulmuştur. Bu bakış ve
tarihsel daraltmada amaç Osmanlı ve Fransa’nın bu dönem içerisinde birbiriyle
çift taraflı etkileşim halinde olmalarının ortak paydasına işaret etmektir. Bu
ortak payda eril bakıştır. Bu çalışmada, kadın temsil istencinin, ataerkil
düzende, hegemonik yapısına feminist kuram çerçevesinde yaklaşılmıştır. Osmanlı
batılılaşma hareketlerinden başlayarak, Türkiye’nin sosyo-politik tarihi
içerisinde görsel sanatlarda, Batı modernitesinin yansımaları, şarkiyatçı
bakışta kadın temsili bağlamında incelenmiştir.
Dolayısıyla ötekilik mekânları olarak
nitelendirebilecegimiz Batı’da kadını seyirlik nesne konumunda temsil eden
ataerkil yapının bir uzantısı olarak görünür olan şarkiyatçı resimlerin aynı
geleneği aktardığı görülür. Türkiye’de
görsel sanatlarda, şarkiyatçı söylemde oluşturulmuş resimler üzerinden kadın
temsilinin yeniden üretilmesi bağlamında, Osmanlı Oryantalizmi kavramı ele
alınmıştır. Türkiye’de Osmanlı oryantalizminin bu günkü yansımalarının sonucu
olarak değerlendirilen batılılaşma-modernleşme kavramlarının yarattığı çifte
öteki olma durumu vurgulanmıştır. Örtük şarkiyatçılığın görsel sanatlar
anlamındaki yansıması yabancı bilgisel söylemde cinselleştirilmiş öteki
üzerinden dönemin tarihsel süreçleri dikkate alınarak incelenmiştir. Yabancı bilgisel söylemde cinsiyetlendirilmiş
ötekilik mekânları; Harem, Hamam ve Köle Pazarı olmak üzere üç bölüme
ayırılarak incelenmiştir. Bu bağlam
üzerine yapıtlarını üreten İnci Eviner, Gülsün Karamustafa, Taner Ceylan, İsmet
Doğan olmak üzere dört sanatçının yapıtlarına yer verilmiştir. Sonuç olarak
Türkiye’nin sosyo-politik ve tarihi süreçleri de ele alınarak yapılan
incelemede doğunun öteki oluşu, kadının öteki oluşuyla kesişmektedir; sanatçıların yapıtlarında, öznenin kendini
tanımlamada muhtaç olduğu “öteki”, merkezin sürekli değişen yapısıyla, yeni
ötekiler yaratma sürecinden kaynaklı kimlik krizi yaratmaktadır. Ataerkil sistemin
değişmez ötekisi, doğusu, edilgeni, eksiklisi vb. olarak işaret ettiği
kadındır. Dolayısıyla kadının temsil edilişi, bu söylemler dahilinde ötekini
tahakküm altına almayı içinde barındırır; Türkiye’de üretilen bu çalışmaların
bağlamları eril söylemin sadece bir tarafı yani “doğusu”dur. Bu anlamda
şarkiyatçılığın paradoksal yapısı gereği, çalışmada konu edinilen dört
sanatçının yapıtlarında ki yeniden üretimlerinin, bir heterotopya olma özelliği
taşıdığı söylenebilir.
Bölüm | MAKALE |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Kasım 2017 |
Gönderilme Tarihi | 27 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 7 Sayı: 3 |
Bilginin ışığında aydınlanmak dileğiyle....
ODÜSOBİAD