Carlo Scarpa mimarlık sanatını, üretimin makineleştiği seri üretim, standardizasyon ve
modüler yapımın ağırlık kazandığı bir dönemde, spontane çeşitliliğin ve tarihsel çoğulluğun
egemen olduğu bir ülkede, poetik yapı tektonikleriyle çözümlemiştir. Bu bağlamda Scarpa,
yirminci yüzyılın en son artizanı olarak nitelendirilir. Kullandığı malzeme ve detaylar ise bu
poetizmi güçlendiren, zenginleştiren unsurlardır. Scarpa malzemeyi salt formel nitelikleriyle
değil; duyumsal, algısal yönleriyle de kullanmış ve bu duyumsallığı detaylarda somutlaştırarak
her detayı keşif niteliği kazanmıştır. Scarpa mimarlığının irdelenmesi, teknoloji ile birlikte
gelişen üretim teknikleri sonucu kaybolan yapı sanatı ve mimarinin poetik tektoniklerinin,
ülkemizdeki yoksunluğunun düşünülmesi gerektiğini, vurgulama amacını taşımaktadır.
Carlo Scarpa was possessed of an exceptional understanding of raw materials such as iron, marble, wood, copper and most especially, glass. Scarpa's projects constitute so many experiments. In them, architectural thinking combines with the acquisition of increasingly refined techniques and distills the secrets of form into design. It is this mixture that is responsible for the fragmentary nature of his achievements, which cannot be fully identified with any of his works He could create complicity with the artisans executing his projets, so that vagueness rather than hampering work, infused them with Scarpa's spirit.
Journal Section | Research Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | June 30, 2009 |
Acceptance Date | November 24, 2008 |
Published in Issue | Year 2009 Volume: 22 Issue: 1 |