This research was conducted to examine the relationship between the ethical climate and the intention to disclose situations. For this purpose, in the theoretical part of the study, the concepts of disclosing ethical climate and negative situations are emphasized and the research findings examining the relationship between the two concepts are conveyed. In the application part of the research, a survey was conducted on a sample of employees working in manufacturing companies operating in Kayseri in order to determine the effect of ethical climate types on the intention to disclose negative situations. As a result of the application, 403 questionable forms were obtained. Analysis results; It demonstrated that primitive climate, which is one of the lower dimensions of the ethical climate, and benevolent climate have a positive effect on the intention to disclose negative situations. However, it has been found that egoist climate, another sub-dimension of the ethical climate, does not have any significant effect on the intention to disclose negative situations.
Bu araştırma, etik iklim ile olumsuz durumları ifşa etme niyeti arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla çalışmanın teorik kısmında etik iklim ve olumsuz durumları ifşa etme kavramları üzerinde durulmuş ve iki kavram arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırma bulguları aktarılmıştır. Araştırmanın uygulama kısmında ise etik iklim türlerinin olumsuz durumları ifşa etme niyeti üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla, Kayseri’de faaliyet gösteren imalat işletmelerinde çalışmakta olan iş görenlerden oluşan bir örneklem üzerinde anket uygulaması gerçekleştirilmiştir. Uygulama sonucunda kullanılabilir 403 adet anket formu elde edilmiştir. Analizi sonuçları; etik iklimin alt boyutlarından olan ilkelilik iklimi ve yardımsever iklimin olumsuz durumları ifşa etme niyeti üzerinde pozitif yönlü bir etkiye sahip olduğunu ortaya koymuştur. Buna karşın, etik iklimin bir diğer alt boyutu olan egoist iklimin olumsuz durumları ifşa etme niyeti üzerinde herhangi bir anlamlı etkiye sahip olmadığı bulgusuna ulaşılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | January 8, 2021 |
Submission Date | March 4, 2020 |
Acceptance Date | December 10, 2020 |
Published in Issue | Year 2021 |