Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki diplomatik ilişkiler 1971 yılında başlamıştır. 1980’lerde iki ülkenin de dışa açık politikalar benimsemesiyle Türk-Çin ekonomik ilişkilerinin canlanmaya başladığı görülmektedir. 1990’larda ekonomik ilişkilerle birlikte karşılıklı resmi ziyaretler artmıştır ve 2000’lerin başından itibaren Türk-Çin ilişkileri daha da gelişmiştir. Türkiye, öncelikli olarak Çin ile ekonomik ilişkilerini ilerletmeyi hedeflemektedir. İki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler, 2000’lerin başından itibaren gelişme göstermiş olsa da istenilen düzeye ulaşamamıştır. Özellikle Türkiye aleyhine büyüyen ticaret açığı önemli bir sorundur ve karşılıklı yatırımlar çok düşüktür. İki ülke arasındaki Uygur sorununun yanında, Türkiye’nin özellikle 1990’ların başından itibaren Çin’den siyasi beklentilerini de karşılayamadığı ve bu anlamda Çin’in Türkiye’nin karşısında yer aldığı pek çok konu olduğu bilinmektedir. Son dönemde, Arap Baharı, İran ve Suriye meselelerine ilişkin olarak da Türkiye ve Çin farklı taraflarda yer almıştır. Ortadoğu’daki enerji güvenliği ile ilgili çıkarlarını korumak için Rusya ile birlikte hareket eden Çin’in, 2015 yılının sonuna doğru Türkiye ile Rusya arasında ortaya çıkan kriz sonrasında Türkiye ile ilişkilerinin ne şekilde seyredeceği önemli bir soru olarak ortaya çıkmaktadır.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | October 31, 2016 |
Submission Date | April 25, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 9 Issue: 4 |
Ömer Halisdemir Universitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi Dergisi (OHUIIBF) is licensed under the Creative Commons Attribution-Noncommercial-Pseudonymity License 4.0 international license.