Batı Anadolu’nun özellikle kıyıya yakın kesimlerinin Neolitik Çağ’daki durumu hakkında son yıllarda önemli bilgiler edinilmektedir. Bu bilgilerin kaynağı başta
Kemalpaşa-Ulucak olmak üzere, İzmir-Yeşilova ile daha sınırlı oranda Aliağa-Ege
Gübre ve Torbalı-Dedecik (Heybelitepe) kazılarıdır. Ayrıca yüzey araştırmalarında
bu dönemle ilgili bazı bilgiler edinmek mümkün olmaktadır.
Bu makalede Manisa ilinde devam eden yüzey araştırmalarının verilerinin
Neolitik Çağ açısından değerlendirilmesi yapılmaya çalışılacaktır. Prehistorik ve
protohistorik dönemlere ait 115 buluntu merkezinin bilindiği yörede Neolitik Çağ
hakkındaki veriler 10 noktada saptanmıştır. Bunların en büyük grubunu höyük ve
tepe üstü yerleşimleri oluşturmaktadır. Düz yerleşim ya da yamaç yerleşimlerine
çok az rastlanmaktadır. Bu yerleşimlerin dağılımı incelendiğinde merkezlerin
çoğunluğunun Akhisar’ın güney ve güneybatısındaki ovalık arazide olduğu görülmektedir. Bunların da önemli bir bölümü höyük ve tepe üstü yerleşimlerdir. En
geniş alanı kaplayan yerleşim 7,5 hektarlık boyutlarındaki bir höyük yerleşimi olup
Sarıgöl yakınlarındaki Kızılçukur Höyüğüdür. Kızılçukur’u 3 hektarlık alanıyla
Akhisar yakınlarındaki Moralılar Höyüğü takip etmektedir.
Dönem hakkında bilgi veren en önemli buluntu grubunu çanak çömlek parçaları oluşturmaktadır. Genellikle iyi arındırılmamış kilden yapılmış olan parçalar
kum, mika, kuvars ve taşçık içermektedir. Astarlı, astarsız, basit perdahlı mallarla
çok daha sınırlı sayıda boyalı parçalar vardır. Astarlı parçalarda astar, dışta ya da
içte olabileceği gibi, hem dışı hem de içi astarlı parçalar da vardır. Astar genellikle
koyu renktir. Bazı örneklerde ise kırmızı ya da sarıdır. Fırınlama orta derecededir.
Az sayıdaki parça yeterli derecede fırınlanmıştır. Kap formları sınırlı olup çömlek,
çanak ve kaselerden oluşmaktadır. Her formun kendi içerisinde alt grupları vardır.
Parçaların benzerlerinin özellikle İzmir, Burdur ve Antalya yöresinde görülmüş
olması kültürel etkileşimin rotasını da göstermektedir. Çanak çömlek dışında bu
döneme ait diğer buluntular özellikle Moralılar’da ele geçen ve tarımla ilgili olduğu
anlaşılan taş aletler ile daha çok Kızılçukur’da ele geçen yontmataş aletlerdir. Bölgenin Neolitik Çağ’daki durumu hakkındaki en büyük sorun, saptanan
merkezlerin tamamının Neolitik Çağ’ın son dönemlerine ait olmasıdır. Daha erken
evrelere tarihlenebilecek bir buluntu merkezi henüz saptanamamıştır. Bu duruma
sebep olarak çok değişik teoriler ileri sürülebilir; araştırma eksikliği, alüvyal dolgu,
farklı çevrelerde yaşam ve göç. Eksikliğin sebebinin ve bölgenin Neolitik Çağ’daki
kültürel yapılanmasının daha iyi anlaşılabilmesi için Kızılçukur ya da Moralılar
gibi birinci derecede önemli bir buluntu merkezinde yüzey araştırmalarının ötesinde kazılara ihtiyaç duyulmaktadır. Böylesine bir kazının Manisa yöresinin olduğu
kadar Batı Anadolu’nun kıyıya yakın kesimlerinin Neolitik Çağ’daki durumu hakkında destekleyici bilgiler sunacağı açıktır.
Significant information has been obtained in recent years about the condition
of waterfront regions of Western Anatolia in the Neolithic Age. The source of this
information is the excavations carried out especially in Kemalpaşa-Ulucak, İzmirYeşilova, those in Aliağa-Ege Gübre and Torbalı-Dedecik (Heybelitepe). In addition, surface researches also reveal some information about this period.
This article aims to evaluate the data obtained from the surface researches,
which are being conducted in the province of Manisa, with regard to the Neolithic
Age. In the region where 115 finding sites from prehistoric and protohistoric
periods were determined, the data on the Neolithic Age were found at 10 spots.
The largest group of these data comprises the settlements located on mounds and
hills. Only a few settlements on plain level or on hillsides were located. When the
distribution of these settlements was examined, it was observed that the majority
of centers were situated on the bottom land in the south and southwest of Akhisar.
A significant part of these centers belonged to settlements founded on mounds and
hills. The largest settlement covering an area of 7,5 hectares was a mound settlement, which is the Kızılçukur Mound near Sarıgöl. This mound is followed by the
Moralılar Mound located near Akhisar and covering an area of 3 hectares.
Pottery pieces constitute the most important group of findings that give information about the period. When the artifacts produced generally from poorly refined
clay were examined, sand, mica, quartz and stone particles were found inside the
clay. Slipped, unslipped and burnished goods, and only a limited number of painted
pieces were uncovered. Among the slipped pieces, the slip is used in the exterior or
interior, but there are also pieces slipped both in the exterior and interior. The slip is
generally dark colored. But some examples are red or yellow. The pieces were fired
at a medium level. Only a few pieces were fired adequately. Vessel forms are limited and consist of jugs, pots and bowls. Every form has subgroups within itself. The
fact that similar pieces were seen especially in İzmir, Burdur and Antalya regions
indicates the route of interaction. Besides potteries, other findings belonging to this period include the stone tools uncovered especially in Moralılar and understood to
be related to agriculture, and the chipped stone tools found mostly in Kızılçukur.
The biggest problem concerning the condition of the region in the Neolithic
Age is the fact that all the detected sites belong to the last periods of the Neolithic
Age. The excavations have not revealed any site yet that can be dated to earlier
phases. Different theories may be introduced on the possible reasons for this condition, such as the deficiencies in research, alluvial filling, living in different environments, and migration. In order to understand the reason for such deficiency and
to identify the cultural construct in the Neolithic Age, further excavations beyond
surface researches are needed to be carried out at a finding site of first-degree
significance like Kızılçukur or Moralılar. It is evident that such an excavation will
provide supporting information about the condition of Manisa region as well as the
waterfront regions of Western Anatolia in the Neolithic Age.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Sayı: 19 |