Balkan crisis that began with Herzegovina Rebellion in 1875 could be accepted to be the crossroad for the Englandâs eastern politics and for Ottoman-English relations. The public opinion pressure caused by Bulgarian rebellion, which was an important phase of Bulgarian crisis, prepared the ground for British government to reconsider the eastern politics and to lead it to a new stage of change. Despite that, British government did not quit its political stand that was based on Ottomanâs independence and its union of territory. The shift in Englandâs political stance lasted during Ottoman-Serbian, Montenegrin wars and right before the Istanbul Conference that was gathered to solve the âEastern Questionâ. This political stance was going to be moved to a more radical line with Englandâ conference representative Lord Salisbury whose main opinion was to divide the Ottoman and to make a deal with Russia. Since the deal that was prepared by the cooperation of Salisbury and Russian representative Ignatiew totally ignored the independence of the Ottoman Empire, it was going to invite a failure rather than a solution. As a result, this prepared the ground for Russia to move alone against Ottoman Empire in behalf of Europe to âsave the Christians from the dominion of Ottomans,â and thus engulfed Ottoman Empire to a war with Russia in April of 1877.
1875âte Hersek Ayaklanması ile başlayan Balkan krizi (1875-1878), İngiltereânin âDoğuâ politikası ve Osmanlı-İngiliz ilişkileri için bir dönüm noktası olarak kabul edilebilir. Balkan Krizinin önemli bir safhası olan 1876âdaki Bulgaristan Ayaklanmasıânın oluşturduğu kamuoyu baskısı, İngiltere hükümetinin âDoğuâ politikasını gözden geçirmesine ve bir değişim sürecine sokmasına zemin hazırlamıştır. Buna rağmen İngiltere, Osmanlı Devletiânin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğüne dayanan politikasından hemen vazgeçmemiştir. İngiltereânin politik tavrındaki değişim, benzer şekilde Bulgaristan Ayaklanması sonrasındaki Osmanlı-Sırp, Karadağ savaşları sırasında ve âDoğu Sorunuânu bir çözüme kavuşturmak için toplanan İstanbul Konferansı öncesinde de devam etmiştir. Bu politik tavır, Osmanlı İmparatorluğuânun parçalanması ve Rusya ile uzlaşılması düşüncesi içinde bulunan İngiltereânin konferanstaki temsilcisi Lord Salisburyânin şahsında daha radikal bir çizgiye çekilecektir. Nitekim Salisbury ile Rus temsilcisi Ignatiewâin âuyum içindeâ hazırladıkları program, Osmanlı Devletiânin bağımsızlığını hiçe saydığından konferans bir çözümü değil, çözümsüzlüğü getirecektir. Sonuçta bu çözümsüzlük Rusyaânın Osmanlı İmparatorluğuâna karşı Avrupa devletleri adına âHıristiyanları Osmanlı esaretinden kurtarmakâ amacıyla tek başına harekete geçmesine ve Osmanlı Devleti ile 1877 Nisanında bir savaşta baş başa kalmasına zemin hazırlayacaktır. Anahtar Sözcükler: Lord Salisbury, Sir Henry Elliot, âDoğu Sorunuâ, İngiliz Dış Politikası, İstanbul Konferansı
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2005 |
Submission Date | August 1, 2014 |
Published in Issue | Year 2005 Volume: 17 Issue: 17 |