In the 20th century, Henri Bergson, John Dewey and Alfred North Whitehead systematically put forward the basic argument of process philosophy that reality is not static but dynamic. In this framework, process philosophy is considered as an approach on the opposite side of the term of substance, which emphasizes the static and permanent aspect of existence. In this study, an idea will be put forward that this is not the case at all on the Whiteheadian aspect of process philosophy. Within this line of thought, it will be argued that the term of substance is not categorically rejected, but that it will be reformed and put back.
20. Yüzyıl’da Henri Bergson, John Dewey ve Alfred North Whitehead tarafından sistemli bir şekilde ortaya atılmış olan süreç felsefesinin temel argümanı, gerçekliğin statik değil, dinamik bir yapıda olduğu yönündedir. Bu çerçevede süreç felsefesi, varlığın statik ve kalıcı yönünü vurgulayan töz düşüncesinin karşıt cephesindeki bir yaklaşım olarak düşünülmüştür. Bu çalışmada, süreç felsefesinin Whitehead kanadında işin aslının tümüyle böyle olmadığına yönelik bir düşünce ortaya atılacaktır. Bu düşünce çizgisi içerisinde töz kavramının kategorik olarak reddedilmediği, onun reforme edilerek tekrar gündemi oluşturacağı savunulacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | 20th Century Philosophy |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Early Pub Date | July 22, 2024 |
Publication Date | July 22, 2024 |
Submission Date | April 2, 2024 |
Acceptance Date | July 13, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 63 |