The award in ATA v Jordan is important as it raised various issues in investment arbitration. The award is the first where an arbitral tribunal decided that an arbitration agreement and accordingly a claimant’s right to arbitration were a separate investment under a Bilateral Investment Treaty (BIT) and ordered the respondent state’s judicial authorities to perform certain acts. Moreover, the award is also noteworthy for being the first investment arbitral award to order the termination of judicial proceedings performed in accordance with internal law of the respondent state. The question of whether an award issued by a commercial arbitration tribunal could be deemed an investment is one of the main issues in the award of the tribunal in ATA v Jordan. Additionally, ATA v Jordan is a rich academic source for researchers as it refers to several theoretically controversial subjects of investment arbitration. This study particularly focuses on the tribunal’s assessment of what constitutes an investment (i.e., assessments on jurisdiction ratione materiae) and how it determined whether the tribunal has jurisdiction ratione temporis. In this regard, this study considers the tribunal’s assessment of temporal jurisdiction, the concept of a breach that extends in time, and a breach consisting a composite act. Further, the award reveals that prominent issues such as characterization of the conflict and determination of the time when the conflict arises might be subject to complex procedures. The study also examines in detail the inherent difficulties with regard to the enforcement of restitution—a concept and a form of reparation that belong to general international law—within the context of investment arbitration. Article 54 of the International Centre for Settlement of Investment Disputes (ICSID) Convention stipulates that Contracting States are obliged to recognize an award rendered by an ICSID tribunal; however, it only imposes an obligation of enforcement of the pecuniary obligations as if it were a final judgment of a court in the state concerned. While a hesitation of any infringement to the sovereignty of the states is at the forefront here, available means provided by general international law for the enforcement of the awards are also quite limited; moreover, the power of discretion belongs to the states, not to investors. In the last section of this study, the available means of general international law are mentioned.
International investment law ICSID ratione temporis arbitration agreement right to arbitration ATA v Jordan bilateral investment treaty diplomatic protection
Ata v Jordan kararı, uluslararası yatırım tahkimi bağlamında birçok hususa ilk olarak yer vermesi bakımından oldukça ilgi çekici bir karardır. Bu karar ile tahkim anlaşması ve bu anlaşma uyarınca tahkime başvurma hakkı ilk kez bağımsız bir yatırım olarak kabul edilmiştir. Yine hakem heyetinin davalı devletin yargı teşkilatına yönelik olarak belirli bir eylemi yapması doğrultusunda karar vermiş olması, kararı oldukça dikkat çekici kılmıştır. Hatta bu karar ile ilk kez bir hakem heyeti davalı devletin iç hukukundaki yargı sürecinin sonlandırılmasına hükmetmiştir. Bu karar bakımından incelenmesi gereken temel meselelerden birini, ticari tahkimden alınan bir kararın yatırım olarak kabul edilip edilemeyeceği konusu oluşturmaktadır. Ancak bunun yanı sıra karar, yatırım tahkimi bağlamında teorik açıdan tartışmalı pek çok konuya değinmesi bakımından da araştırmacılar için zengin bir kaynaktır. Özellikle hakem heyetinin neyin yatırım teşkil ettiğine ilişkin, diğer bir ifadeyle konu bakımından yetkiye ilişkin (ratione materiae) değerlendirmeleri, zaman bakımından yargı yetkisinin (ratione temporis) tespitinde belirleyici olmuştur. Bu bağlamda çalışmada zaman bakımından yargı yetkisi üzerine değerlendirmeler ve zamana yayılan ihlal ile bileşik eylemden oluşan ihlal kavramları üzerinde durulmuştur. Yine karar, uyuşmazlığın tanımlanması ve uyuşmazlığın doğduğu tarihin tespiti gibi temel meselelerin bile oldukça karmaşık süreçler içerebileceğini göstermektedir. Karar vesilesiyle üzerinde durulan bir diğer husus ise genel uluslararası hukuka ait bir kavram ve onarım biçimi olan eski hâle iadenin yatırım tahkimi bağlamında uygulandığında icrası bakımından karşılaşılan zorluklardır. ICSID Konvansiyonu’nun 54. maddesi her ne kadar devletlerin hakem mahkemesi kararlarına uymakla yükümlü olduklarını öngörmüş ise de doğrudan o devletin milli mahkemesinin kararı gibi uygulanma kabiliyeti yalnızca parasal yükümlülükler bakımından tanınmıştır. Burada devletlerin egemenliğine müdahaleden kaçınma kaygısı ön planda olsa da genel uluslararası hukuk uyarınca kararın icrası için başvurulabilecek yolların oldukça sınırlı olduğu ve takdir yetkisinin yatırımcıda değil, devlette olduğu görülmektedir. Çalışmanın son bölümünde işletilebilecek bu mekanizmalara değinilmiştir.
Uluslararası yatırım hukuku ICSID ratione temporis tahkim anlaşması tahkime başvurma hakkı Ata v Jordan iki taraflı yatırım anlaşması diplomatik koruma
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | July 13, 2021 |
Publication Date | December 29, 2021 |
Submission Date | June 10, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 41 Issue: 2 |