The crisis and the
crisis administration is one of the areas of increasing importance in public
administration in recent years as well as in other areas of social sciences.
There has been an increase in disaster-oriented crisis administration studies,
especially after the 1999 Marmara Earthquake and the crisis administration has
been tried to be dealt with in terms of organization and operation in the field
of public administration. The common feature of these studies is to deal with
the crisis phenomenon limited to natural disasters without human hand and the
administration of this area is also limited in this perspective and evaluated
in the context of disaster administration. However, the crisis can occur both
by natural events and by people themselves. In other words the crises are also
created by human or the natural disasters should not be understood when the
crisis is called. The unnatural disasters created by economic, social and
political developments are also a crisis. Security-oriented problems created by
international and national terrorist incidents are also an important element of
crisis. The main thesis of this paper and its differences from the other
studies in the literature are emerging at this point. In this study, the crisis
is considered as natural or artificial (by human or non-human), unexpected,
unwanted, sudden adverse events and they must pose significant threats to
economic and social life in order to interpret these events as crises. In this
study, the crisis administration is also approached within the framework of
this definition and a wide-ranging crisis administration structure and
operation that embraces economic, social and political crises is recommended.
There is another interesting feature of the study in terms of public
administration: The examples of selected countries according to the different
governmental systems they have adopted are examined from a comparative
perspective within the framework of crisis administration and suggestions are
made for Turkish public administration.
Kriz ve kriz yönetimi sosyal bilimlerin diğer
alanlarında olduğu gibi kamu yönetimi alanında da son yıllarda önemi gittikçe
artan çalışma alanlarından biridir. Özellikle 1999 Marmara Depremi’nden sonra
afet odaklı kriz yönetimi çalışmalarında bir artış olmuş ve kamu yönetimi
alanında da kriz yönetimi örgütlenme ve işleyiş boyutlarıyla ele alınmaya
başlanmıştır. Bu çalışmaların ortak özelliği kriz olgusunun insan eliyle
olmayan doğal afetlerle sınırlı olarak kabul edilmesi ve bu alanın yönetiminin
de bu bakış açısıyla sınırlandırılarak afet yönetimi bağlamında
değerlendirilmesidir. Oysa kriz, hem doğal olaylardan hem de bizzat insanlar
tarafından meydana gelebilmektedir. Bir başka deyişle kriz denilince sadece
doğal afetler anlaşılmamalıdır. Ekonomik, toplumsal ve siyasal gelişmelerin
yarattığı doğal olmayan afetler de bir kriz halidir. Bu bakış açısıyla uluslararası
ve ulusal terör olaylarının yaratmış olduğu güvenlik odaklı sorunlar da önemli
bir kriz unsurudurlar. Bu çalışmanın temel tezi ve alan yazındaki diğer
çalışmalardan farkı da işte bu noktada ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada kriz,
insan eliyle olan ya da olmayan doğal ya da yapay beklenmedik, istenmeyen, ani
ve olumsuz olaylar olarak ele alınmakta ve bu olayların kriz olarak
yorumlanabilmesi için ekonomik ve toplumsal hayatta önemli tehditler
oluşturması aranmaktadır. Kriz kavramını afet odaklı dar çerçevesinden sıyıran
bu çalışmada kriz yönetimine de bu tanımlama çerçevesinde yaklaşılmakta ve
ekonomik, toplumsal ve siyasal krizleri kucaklayabilecek geniş perspektifli bir
kriz yönetim yapısı ve işleyişi önerilmektedir. Çalışmanın kamu yönetimi
açısından ilginç sayılabilecek bir özelliği daha bu noktada ortaya çıkmakta ve benimsemiş
oldukları farklı hükümet sistemlerine göre seçilmiş ülke örnekleri kriz
yönetimi çerçevesinde karşılaştırmalı bir perspektifle incelenerek Türk kamu
yönetimi için önerilerde bulunulmaya çalışılmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Political Science |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2019 |
Acceptance Date | December 18, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 |