كل راي هي نتيجة للظروف الاجتماعية والسياسية والاقتصادية والثقافية في عصرها. لا يوجد فكر بشري حتى لا يتأثر بالظروف التاريخية. جميع المذاهب الإسلامية ، من الجبرية إلى المعتزلة ، من الأشاعرة إلى الماتريدية ، هي نتيجة طبيعية لظروف فتراتهم الخاصة. يجب أن يؤخذ هذا في الاعتبار حتى لا تؤدي الملاحاظات السطحية من اليوم إلى أخطاء. كما يجب النظر إلى المنقاشات حول طبيعة وحدود الحرية الإنسانية في عصر تشكيل الفكر الإسلامي في هذا السياق. ما هي إمكانيات الإنسان في علاقته بالخالق والطبيعة والآخر مسألة مهمة لكل فرق. الأجوبة تتعلق بالظروف الثقافية والسياسية والاجتماعية والتاريخية ومفاهيم الله. إن تأثير هذه الشروط على نظرية الكسب الأشاعرة واضح جداً. ماتريدي ، الذي قدم مساهمة مهمة في الجهد الفكري حول حرية الإنسان ، استفاد من إمكانيات النظر إلى القضية من جغرافيا وثقافة مختلفة. تم التحقيق في نهج هاتين الطائفتين من الفكر الإسلامي للموضوع وخاصة على أساس مصادرهم الخاصة.
Every idea is a product of the sociological, political, economic and cultural conditions of the time in which it was born and developed. There is no human thought so that it is not affected by the historical conjuncture. All schools of Islamic thought, from Qaderism to Mu‘tazila, from Ash‘arism to Māturīdiyya, are a natural result of the special conditions of their time. Therefore, this point should not be ignored in the evaluations to be made about them. Superficial readings can result in anachronistic errors. The discussions about the nature and limits of human freedom in the age of formation of Islamic thought should also be evaluated within this framework. The answer to the question of what are the creators, possibilities and abilities of the human being honored with the divine word in relation to nature and the other. It has been an important issue for all sects. In addition, the answers found are not independent of the cultural, political, social and historical conditions and the sects' conception of God. The effect of these conditions on the Ash'ari theory of kasb (acquisition) is very clear. Māturīdi, who made an original contribution to the intellectual effort on human freedom, took advantage of the possibilities of looking at the issue from a different geography and culture. In the article, the approach of these two schools of the Muslim theology to the problem is examined.
Her fikir, içinde doğup geliştiği zamansal kesitin sosyolojik, politik, ekonomik ve kültürel şartlarının bir ürünüdür. Hiçbir beşerî düşünce yoktur ki tarihsel konjonktürden etkilenmesin. Cebriyye’den Mu‘tezile’ye Eş‘arîlik’ten Mâtürîdîlik’e kadar İslam düşünce ekollerinin tümü, dönemlerinin özel şartlarının doğal bir çıktısıdır. Dolayısıyla haklarında yapılacak değerlendirmelerde, bu husus göz ardı edilmemelidir. Bugünden yapılacak yüzeysel okumalar, anakronik hatalarla sonuçlanabilir. İslam düşüncesinin teşekkül çağında insanın özgürlüğünün mahiyeti ve sınırları hakkında yapılan tartışmalar da bu çerçevede değerlendirilmelidir. İlahî hitaba muhatap oluş gibi özel bir duruma sahip insanın, yaratıcı, doğa ve ötekiyle münasebetinde imkân ve kabiliyetlerinin ne olduğu sorusunun cevabı; tüm fırkalar için önemli bir mesele olmuştur. Fakat bulunan cevapların kültürel, siyasal, toplumsal ve tarihsel şartlarla doktrinlerin Tanrı tasavvurundan bağımsız seyretmediği unutulmamalıdır. Eş‘arî kesb teorisinde bu koşulların etkisi çok açıktır. İnsanın özgürlüğü hakkında yürütülen entelektüel çabaya özgün bir katkı sağlayan Mâtürîdî ise meseleye farklı bir coğrafya ve kültürden bakmanın imkanlarından yararlanmıştır. Makalede özellikle İslam düşüncesinin bu iki okulunun probleme yaklaşımı kendi kaynakları esas alınarak incelenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Ekim 2021 |
Gönderilme Tarihi | 31 Mayıs 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 8 |