George Orwell, Animal
Farm başlıklı yapıtının Ukraynaca baskısına yazdığı önsözde (1947), 1936
yılında evlendiğinden ve hemen hemen aynı hafta İspanya’da iç savaş patlak
verince eşi ile birlikte İspanya’ya gidip, İspanyol hükümeti için savaşmaya
karar verdiklerinden söz eder. Savaşın ilk zamanlarında yabancılar genelde
hükümeti destekleyen farklı tarafların iç çatışmalarından haberdar değildir.
Orwell eşiyle birlikte bir dizi tesadüf sonucunda, yabancıların birçoğunun
aksine Uluslararası Tugaylara değil, POUM milislerine, yani İspanyol
Troçkicilere katılır. 1937’nin ortalarına doğru komünistler kontrolü ele alıp
Troçkicilerin izini sürmeye başlayınca, kendilerini kurbanların arasında
bulurlar ancak İspanya’dan tutuklanmadan ve canlı olarak çıkmayı başarırlar. Ne
var ki, arkadaşlarının çoğu vurulur, diğerleri uzun yıllar hapishanelerde yatar
ya da kendilerinden bir daha haber alınamaz. İspanya’daki insan avı
S.S.C.B.’deki büyük tasfiyelerle eş zamanlı olarak, bir şekilde onların
tamamlayıcısı gibi devam eder. Orwell için değerli bir ibret olur: Totaliter
propagandanın, demokratik ülkelerde aydın insanların düşüncelerini ne kadar
kolaylıkla kontrol altına alabildiğini anlar. Orwell için, Batı Avrupa’daki
insanların Sovyet rejimini olduğu gibi görmeleri her şeyden önemlidir. 1930’dan
beri S.S.C.B.’de gelinen noktanın sosyalizmle pek ilgisi yoktur. Aksine,
yönetimin, diğer yönetici sınıflar gibi, sahip olduğu güçten vazgeçmek için
hiçbir nedeninin kalmadığı hiyerarşik bir topluma dönüşmüştür. İspanya’dan
dönüşünde, Sovyet efsanesinin maskesini herkes tarafından kolayca anlaşılacak
ve diğer dillere kolayca çevrilecek bir öyküyle indirmeyi düşünür ve Animal Farm bu düşüncelerle kurgulanır.
Dünya çapında çok büyük bir başarı kazanan bu kitap, hiç kuşkusuz defalarca
çözümlenmiş, hangi karakterler ve olayların temel olarak kimi ya da neyi
anıştırdığı açıklığa kavuşturulmuştur. Ancak böylesine zengin bir yapıtı farklı
zamanlarda satır araları ile birlikte yapılan çoğul okumalarla bile
tüketebilmek olanaklı değildir. Bu çalışmada, Animal Farm’ın yergi olarak okunmasına ilişkin olarak daha önce
ortaya koyulmuş bilinen çözümlemelere yeniden değinilmemekte, bunun yerine ayrıntılarda
gizli olan farklı metinlerarası öğeler ele alınmaktadır. Metnin çevirileriyle
ilgili olarak da, farklı ideolojilerin çeviriler yoluyla yansıtılması
noktasında, metnin erek kültürlere taşınması ve sunumuna ilişkin çeşitli
örneklerden söz edilmektedir.
As George Orwell states in his
preface to the Ukranian edition of Animal
Farm (1947), the Civil War broke out in Spain right after he got married in
1936. Orwell and his wife decided to go to Spain and fight for the Spanish
Government. However, there were internal struggles between the various
political parties supporting the Government but foreigners were unaware of this
during the early stages of the war. Orwell joined not the International Brigade
like the majority of foreigners but the POUM militia—the Spanish Trotskyists.
In the middle of 1937, the Communists gained control and began hunting down the
Trotskyists; and Orwell and his wife found themselves among the victims.
Nevertheless, fortunately, they managed to get out of Spain alive, without
getting arrested once. Many of their friends were shot and some disappeared or
were imprisoned. The man-hunts in Spain went on parallel to the great purges in
the Union of Soviet Socialist Republics (USSR). Through these experiences,
Orwell learned how easily totalitarian propaganda could control the opinions of
rational people in democratic countries. As a consequence, according to Orwell,
people in Western Europe should consider it highly important to see the Soviet
régime for what it really was. Since 1930, Orwell had seen little evidence of
the USSR progressing toward anything that can be truly called
socialism. On the contrary, it was transformed into a hierarchical
society, wherein the rulers had no more reason to give up their power than any
other ruling class. On returning from Spain, Orwell decided to expose the Soviet
myth in a story that could be easily understood by almost everyone and could be
easily translated into other languages; this is how Animal Farm was formed. This book earned worldwide fame and has
been analyzed umpteen times. Several studies have clarified the allusions and
implications that shaped it in terms of its connection with the Russian Revolution of 1917 and the events that followed. However,
it is not easy to consume such a prosperous work even with multiple readings
between the lines. In this study, the rather conventional readings of the book as a satire
will not be repeated; instead, other intertextual elements will be the focus. As for the Turkish and French
translations of the book, the transition and presentation of the book in the
target cultures is discussed through some examples, with an emphasis on the
transmission of different ideologies through translation.
Journal Section | Turkish language, culture and literature |
---|---|
Authors | |
Publication Date | April 21, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Issue: 8 |