Türk edebiyatında güzel, alımlı, mert, cesur,
işveli, şehvetli ve vefasız Bizanslı kadınların popüler tarihi romanlarda
temsillerine karşılık; Bizans imparatoriçeleri biyografik romanlarda karşımıza
çıkmaktadır. Bu makalede beş yazarın üç Bizans imparatoriçesi hakkındaki
biyografik romanları incelenmiştir. Bu romanların; tarihi kaynaklarla paralel
bilgiler içermelerine karşılık; eserlerin yazıldığı dönemin ideolojisinden de
etkilenmiş oldukları açıktır. Tespit edilen en erken tarihli eser 1946 yılına
aittir ve imparatoriçe Irene’yi konu alır. İmparatoriçe Irene 2007 yılında
Selim İleri’nin Hepsi Alev romanının
da başkahramanıdır. Türk ve Dünya edebiyatında hakkında en çok biyografik roman
yazılan imparatoriçe Teodora ise biri üç ciltlik olmak üzere iki esere konu
olmuştur. İmparatoriçe Eudokia ise bir eserde karşımıza çıkmıştır. 1920-1970
yılları arasında yoğun bir şekilde beliren popüler tarihi roman furyasında
popüler bir dil sergileyen yazarlar arasında Abdullah Ziya Kozanoğlu, Murat
Sertoğlu, Kerim Sam ve Yakup Özdemir’in eserlerinde dönemin ulusçu yaklaşımının
etkisi yoğun olarak hissedilmektedir. Selim İleri’ye kadar olan tüm bu eserler
Bizans imparatoriçelerini, Bizans İmparatorluğu için yaptıklarından ziyade bir
kadın olarak dış görünüşlerinin güzelliği - ki onlar da abartılmıştır -
acımasız, sert tarafları ve en önemlisi şehvet düşkünü, cinsellik tutkunu
olarak tasvir edip dişilikleri ile ön plana çıkartmıştır. Türk edebiyatında ilk
kez Selim İleri, Hepsi Alev romanı
ile Bizanslı bir imparatoriçenin yaşadıklarına, başarılarına, acılarına,
sevinçlerine, savaşlarına ve hüzünlerine odaklanmıştır. Bu makalede, Türk
edebiyatındaki Bizans imparatoriçelerini konu alan romanlar incelenmiş ve bu
romanlar arasında Hepsi Alev’in önemi
tartışılmıştır.
Despite the representations of the most popular
historical novels of Byzantine women who beautiful, charming, brave,
courageous, lustful and unfaithful in Turkish literature; Byzantine empresses
appear in biographical novels. This article examines the biographical novels of
five authors about three Byzantine empresses. These novels; although they
contain parallel information with historical sources; they were also influenced
by the ideology of the period in which the work was written. The earliest
discovered work dates back to 1946 and concerns the Empress Eirene. In 2007,
Empress Eirene was the protagonist of Selim İleri's Hepsi Alev novel. In
Turkish and world literature, the most important biographical novel about the
Empress Teodora is represented in two novels, one of which is three volumes.
Empress Eudokia appeared in a novel. In the novels of Abdullah Ziya Kozanoğlu,
Murat Sertoğlu, Kerim Sam and Yakup Özdemir among the writers who exhibited a
popular language in the popular historical novel fury that appeared intensely
between 1920-1970 are intensely felt influence of the nationalist approach of
the period. All these works up to Selim Ileri have brought the Byzantine
Empress to the fore with the beauty of their appearance, their brutal, hard
sides and most importantly lustful, sexuality, and femininity as a woman rather
than what they did for the Byzantine Empire. For the first time in Turkish
literature, Selim İleri focused on the experiences, successes, sorrows, joys,
wars and sorrows of a Byzantine empress with the novel Hepsi Alev. For this
reason, in this article, biographical novels of Byzantine empresses in Turkish
literature are examined and the importance of Hepsi Alev among these novels is
discussed.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Creative Arts and Writing |
Journal Section | Turkish language, culture and literature |
Authors | |
Publication Date | September 21, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Issue: 16 |