Few
texts of Ottoman literary monuments from the nearly six-hundred-years of the
Ottoman Empire are in print or in modern European languages. Moreover in 1928,
the Turkish Republic dispossessed the old educated elite of their most valuable
asset‒literacy.
Worse, most Ottoman literary monuments are extant only in manuscript form and
may exist in several versions, somewhat or radically different from one
another. A chronicler, for example, may not have written what was attributed to
him. A published edition is unreliable if its text was not critically edited. Bureaucratic or
temporal handwriting variations also present difficulties. First, a critical
edition must be chosen or prepared after philological principles. Proficiency
in modern Turkish, Ottoman Turkish, Arabic and Persian is mandatory. Second, a
translator must determine its genre and sub-genre as literary (i.e., poetry and
prose as humor, satire, sarcasm, praise, mysticism) or non-literary
(governmental or commercial). The audience may be quite small, perhaps only a
few thousand scholars and students. For example, a translation of government
documents may be useful to modern historians. One must then select an analogous
genre and style in the language of the target audience. The style of
translation must suit that of the source document yet stay within the register
of the intended contemporary readers. A balance must be struck between the need
to communicate and the need to introduce something new and original to the
target audience. Every attempt should be made to limit the cultural strangeness
and temporal remoteness of the document.
Ottoman literary monuments critical edition translation source genre Ottoman/Persian/Arabic proficiency
Altı
yüz yıl hükümranlık süren Osmanlı İmparatorluğu, zamanından kalan edebi
eserlerden sadece bir kaçı basılı biçimde veya modern Avrupa dillerinde mevcuttur. 1928 yılında
Türkiye Cumhuriyeti Devleti eskiden yaşamış olan elitlerin çok değerli edebi
eserini düzene koymuşlardır. Ayrıca burada olumsuz bir durum vardı, çoğu
Osmanlı edebi eseri el yazması biçimindeydi ve birkaç versiyonu bulunmaktaydı
ve birbirlerinden farklılıklar göstermekteydi. Herhangi bir tarihçi söylenen
bir şeyi kendi başına yazamazdı. Basılı bir nüsha, kritiği ve editörlüğü
yapılmadan güvenilir bir eser olamazdı. Bürokratik veya geçici el yazma
versiyonları da zorluklar yaratmaktaydı. Birinci olarak, eleştirisi yapılan
nüsha dilbilimsel esaslardan sonra seçilir ve hazırlanırdı. Modern Türkçe,
Osmanlı Türkçesi, Arapça ve Farsça bilgisi zorunluydu. İkinci olarak çevirmen
çevirisinin üslubunu ve alt üsluplarını, edebi olan (örneğin, nükte olarak
nazım ve nesir, hiciv, istihsa, methiye, tasavvuf) ve edebi olmayan (resmi,
ticari) şekliyle belirlemek zorundaydı. Okuyucu kitlesi oldukça az, yani sadece
birkaç bin bilim insanı ve öğrenci olabilirdi. Örneğin resmi hükümet
evraklarının çevirisi modern tarihçiler için çok faydalı olabilirdi. Bu yüzden
çevirmenler hedef kitle için benzeşik bir üslup ve tarz şeçmek durumundaydılar.
Çevirinin tarzı dökümanın kaynağıyla uyum içinde olmalı ve hedeflenen kitlenin
kelime dağarcığına da uymalıdır. İletişim gereksinimi ile yeni ve orjinal bir
unsuru hedef kitleye tanıtmak arasında bir denge sağlanması zorunluluğu da
vardır. Kültürel yabancılığın sınırlanması ve dökümanların etkilerinin tüm
zamanlara olması için için büyük çabalar gösterilmelidir.
Osmanlı edebi eserleri tenkitli baskı çeviri kaynak türü Osmanlıca/ Farsça/ Arapça yeterliği
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Linguistics |
Journal Section | Turkish language, culture and literature |
Authors | |
Publication Date | November 21, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 RumeliDE 2019.Ö6 - Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Uluslararası Filoloji Çalışmaları Konferansı |