Büyük bir vatan mücadelesi örneğinin sergilenmesi nedeniyle II. Dünya Savaşı’nın SSCB’deki adlandırılması olan Büyük Vatan Savaşı, ülkeyi hakimiyeti altına aldığı dört yıl boyunca Sovyet kahramanlığının, cesaretinin ve özverisinin yanı sıra yönetimin uygulamaya koyduğu bir dizi politikayla da tarih kayıtlarındaki yerini alır. Stalin önderliğindeki Sovyetler Birliği, aniden karşılarına dikilen Hitler komutasına karşı büyük bir direnç gösterebilmek adına önlerine çıkabilecek tüm ihtimalleri, aldıkları bazı önlemlerle bertaraf etmeye çalışır. Bu uygulamalardan başlıcası, kökeni Alman olup atalarının çok eski dönemlerde Rusya’ya adım atmalarıyla burada yaşamaya başlayan Sovyet-Alman halkının Nazi güçlerine yardım etme olasılığına karşılık kontrollü bölgelere sürülmesine ilişkin çıkarılan kararnamedir. Her ne kadar savaşın ülke genelinde ilan edildiği andan itibaren söz konusu halk, uzun yıllardır yaşamını sürdürdüğü ve bu nedenle öz vatanı benimsediği Sovyetlerin safında mücadele etmek için seferber olmak istese de onların bu yardım talepleri göz ardı edilir ve köklerinden koparılarak göç etmeye zorlanırlar. Yeni yerleşim yerlerinde pek çok sıkıntıyla karşılaşan ve çeşitli uygulamalara kurban edilen, ancak yine de Sovyetlerin yanında Nazilerle savaşmak için mücadele veren bu halk, bahsi geçen dönemi bizzat yaşayan ve kendilerini ‘karma evlilikten doğan çocuklar” olarak niteleyen Sovyet-Alman yazar Hugo Wormsbecher’in Avlumuz ve Zafer İsim Getirecek isimli uzun öykülerinde tüm yönleriyle ön plana çıkar. Savaşın Sovyet-Alman halkı üzerindeki yansımasını açığa çıkaran eserleriyle Wormsbecher, kendisinin de bir parçası olduğu bu toplumun mücadele yılları boyunca karşı karşıya kaldığı haksız muameleye ve tutuma kurgusal boyutta ışık tutarak araştırmacılara, hakkında pek fazla çalışma bulunmayan bu döneme ait kaynakların sayfalarını aralar.
Due to the exhibition of a great example of homeland struggle, The Second World War, which is the named as the Great Homeland War in the USSR, takes its place in the historical records with heroism, courage and devotion of the Soviet people during four years of its domination, as well as with series of policies implemented by the administration. The Soviet Union, under the leadership of Stalin, tries to eliminate all the possibilities with some precautions in order to show great resistance against the Hitler command that suddenly stood against them. The most important of these practices is the decree issued regarding the deportation of the Soviet-German people, whose origins were German and who started living there after their ancestors stepped into Russia in ancient times, to the controlled areas in return for the possibility of helping Nazi forces. Although, from the moment the war was declared throughout the country, these people mobilized to fight on the side of the Soviets, whose lives for many years and therefore adopted their homeland, their demands for aid are ignored and they are forced to emigrate from their homelands. This people, who faced many difficulties in new settlements and were sacrificed to various practices, but still struggling to fight the Nazis alongside the Soviets are detally described in the long stories Our Courtyard and Victory Will Bring Name of Soviet-German writer Hugo Wormsbecher, who lived this period himself and described themselves as "children born from mixed marriages". With his works that reveal the reflection of the war on the Soviet-German people, Wormsbecher sheds light on the unfair treatment and attitude that this segment of which he is a part faced during the years of struggle in a fictional dimension, and searches the pages of sources belonging to this period, for which there are not many studies on them.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Linguistics |
Journal Section | World languages, cultures and litertures |
Authors | |
Publication Date | March 21, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 22 |