Shakespeare soneleri, Rönesans döneminin en ünlü soneleri olarak düşünülür. Bu şiirlerinde Shakespeare, sadece sonenin biçimini sadece İtalyan eşdeğerinin farklı kombinasyonuyla değiştirmekle kalmaz, aynı zamanda aşkın kimliğine çağdaşlarından farklı bir bakış açısıyla yaklaşır. Nitekim Shakespeare aşkın kimliğinin; zaman, güzellik, ölüm ve ölümsüzlük gibi kavramlara bağlı olduğunu düşünür. Bu aşamada, zaman çizgiseldir ve âşık yeni metaforlar kullanarak sürekli olarak güzelliği ve aşkını ölümsüzleştirmeye çalışır. Böylece, görünüşte Shakespeare'in, aşık ile sevilen arasındaki ilişkide aynı platonik tutumu tekrarladığı anlaşılır. Ancak Jacques Lacan'ın psikanalitik analizinde âşığın ölüm ve sonsuzluk ikili zıtlığına kapıldığı görülmektedir. Diğer bir ifadeyle, âşığın sevdiği kişinin sonsuzluğu için çabası durdurulur ve şiir dizelerinde ebedîlik sürekli ertelenen gelecekteki bir zamana dönüşür. Bu makale, aşkın kimliğini ve zaman ile ilişkisini inceledikten sonra, Shakespeare sonelerinin aşkın zamansızlığına mı ya da hiçlik ve ölüme mi önem verdiği sorusunu yanıtlamayı amaçlamaktadır.
Shakespearean sonnets are conceived to be the most renowned sonnets of the Renaissance era. In these poems, Shakespeare not only changes the appearance of the sonnet with a different combination of its Italian counterpart, but also looks at the identity of love with a distinct perspective from his contemporaries. Indeed, Shakespeare sees the identity of love as tied to concepts such as time, beauty, death and imperishability. Here, time is linear and the lover, using new metaphors, constantly tries to immortalize beauty and his love. In this way, on the surface, it seems that Shakespeare repeats the same Platonic attitude in the relationship between the lover and the beloved. But in the psychoanalytic analysis of Jacques Lacan, it can be seen that the lover is caught in the double chain of death and eternity. In other words, the lover's effort for the beloved's everlastingness is suspended and perpetuity becomes a time in the future that is constantly postponed in the lines of the poem. After examining the identity of love and its relationship with time, this article aims to answer the question that whether Shakespearean sonnets pay attention to the timelessness of love or at nothingness and death.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Linguistics |
Journal Section | World languages, cultures and litertures |
Authors | |
Publication Date | October 21, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 30 |