İki veya daha fazla ismin aralarında bir çekim eki olmaksızın bir araya gelerek bir nesneye ad oluşturan birleşiklere birleşik isim denir. Morfolojik olarak birleşik isimler çok çeşitli yapılardan oluşurlar ve yapılarına göre vurguları da değişir. Yani bir kelimenin belirli bir hecesine yapılan baskı birleşik ismin morfolojik yapısına göre sabit değil, değişkendir. Belirtili birleşik isimler farklı yapılarda oluşmasına rağmen vurgu genel olarak belirten üzerinde bulunur: taş fırın, çayevi gibi. Kaynaşmış birleşik isimlerde ise vurgu birleşik ismin morfolojik yapısına göre değişir. İyice kaynaşmış birleşik isimlerde mesela karabaş, hanımeli gibi birleşiklerde vurgu yalın isimlerde olduğu gibi son hece üzerindedir. Bu gruba ait olan kaynaşmış birleşik isimlerde mesela sırtıkara, baştankara, günebakan gibi isimlerde vurguyu iki isim arasındaki ek alır. Belirtisiz birleşik isimler de farklı yapılardan oluşurlar. Bitişik yazılan belirtisiz birleşik isimlerde vurgu öbeğin son hecesindedir, alışveriş, demirbaş sözcüklerinde olduğu gibi. Ayrı yazılan belirtisiz birleşik isimlerde mesela şair yazar (Sezai Karakoç), fen edebiyat (fakültesi) gibi birleşiklerde ise vurgu her iki kelimenin kendi vurgusu olur. Bir de ayrı yazıldığında bir cümle statüsünde olan kalıplaşmış birleşik isimler vardır, mesela kuşkonmaz, gündöndü, imambayıldı gibi. Bu birleşik isimlerde vurgu öbeğin ikinci unsurunun son hecesindedir. Böyle birleşik isimler ayrı yazıldığında ise vurgu ilk unsur üzerinde olur, mesela kuş konmaz, gün döndü, imam bayıldı gibi.
Compounds that form a name for an object by combining two or more nouns without an inflectional suffix are called compound nouns. Morphologically, compound nouns consist of a wide variety of structures and their accent varies according to their structure. Although the determinative compound nouns also occur in different structures, the accent is generally on the first element of the word: taş fırın ‘stone oven’, çayevi ‘tea house’. In fused compounds, the accent changes according to the structure of the compound noun. In compound nouns that are well fused, such as karabaş ‘sheep dog’, hanımeli ‘honeysuckle’, the accent is on the last syllable, as in plain nouns. In the fused nouns belonging to this group, for example, the suffix between the two nouns takes the accent in the nouns such as sırtıkara ‘bluefısh’, günebakan ‘sunflower’ and baştankara ‘tit’. In copulative compound nouns written adjacent, the accent falls on the last syllable of the phrase, as in the word alışveriş ‘shopping’. In the copulative compounds that are written separately, such as şair yazar ‘poet-author’, both words carry their own accent. There are also stereotypical compounds that are a sentence when written separately, such as kuşkonmaz ‘asparagus’, gündöndü ‘sunflower’, imambayıldı ‘food with aubergine’. In these compounds, the accent falls on the last syllable of the second element of the phrase. When such compounds are written separately, the accent is on the first element, for example, kuş konmaz ‘the bird does not land’, gün döndü ‘the day has turned’, ‘imam bayıldı’, ‘the imam fainted’.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Linguistics |
Journal Section | Turkish language, culture and literature |
Authors | |
Publication Date | December 21, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 31 |