özellikleri ortaya koyarak onu yüceltmektir. Bu durum Elvan Çelebi’nin yazdığı Menâkıbu’l-Kudsiyye (14. yy) ile Halil bin İsmail’in yazdığı Sımavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin ve Manâkıbı (15. yy) için de geçerlidir. Menâkıbu’l-Kudsiyye’de Babai isyanı, Elvan Çelebi’nin dedesi ve aynı zamanda isyanın lideri olarak bilinen Baba İlyas konu edinilmiştir. Eserde ayrıca Baba İlyas’ın oğullarının da hayat hikâyeleri ve menkıbeleri anlatılmıştır. Şeyh Bedreddin ve Manâkıbı’nda da aynı şekilde Halil bin İsmail’in dedesi olan Şeyh Bedreddin, Şeyh’in çocukları ve silsilesi, ayrıca ona isnat edilen ayaklanma hakkında bilgiler verilmiştir.
Menâkıbu’l-Kudsiyye’nin ile Şeyh Bedreddin ve Manâkıbı’nın konu edinilen kişilerin torunları tarafından yazılmış olmaları bu yazının çıkış noktasını oluşturmaktadır. Her iki eserde de resmî tarih anlayışı çerçevesinde “isyancı” olarak tanımlanan Baba İlyas ve Şeyh Bedreddin, merkeze alınarak olaylar anlatılmış, torunları tarafından aklanmaya çalışılmış; dedeleri hakkında söylenen iddiaların iftira ve yalandan ibaret olduğu iddiası ilginç bir şekilde, birbirine benzeyen yapısal özellikler içerisinde ortak menkıbevi unsurlar ve motiflerle süslenerek işlenmiştir. Bu durum; klasik bir menakıpnamede görülen ele alınan veliyi övme ve onun kutsiyetini abartarak anlatma amacının dışına çıkarak bu eserleri birer savunma metni haline getirmiştir. Bu çalışmada söz konusu iki eser karşılaştırmalı biçimde incelenmiş, aynı amaçla yazılmış olmalarının zemin hazırladığı benzerlikler ortaya koyulmaya çalışılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Linguistics |
Journal Section | Turkish language, culture and literature |
Authors | |
Publication Date | February 21, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 32 |