Edebiyat tarihi yazımının sorunlarından biri de kanon meselesidir ve bu bakımdan edebiyat araştırmacıları tarafından dikkate alınmalı, incelenmeli ve kanonun varlık imkânları araştırılmalıdır. Türk edebiyatındaki kanon tartışmaları yakın geçmişe dayanmaktadır çünkü kavramın ülkeye gelişi ve hatta edebiyat bağlamında ortaya çıkışı yakın geçmişe dayanır. Bu tartışmalar kanonik metinlerin daha çok Cumhuriyet sonrası ulus-devlet yapılanmasına nasıl hizmet ettiğini sorgulamaya yöneliktir. Oysa, edebiyatın siyasi yapıdaki değişiklikle koşut ilerlediği dönem Cumhuriyet’ten biraz daha eskiye dayandığı için kanonik metinlerin varlığını da yine bu eski dönemden yani kimlik sorununun baş gösterdiği Tanzimat Fermanı’ndan sonraki dönemde aramak yerinde olacaktır. Tanzimat edebiyatı söz konusu olduğunda Ahmet Mithat Efendi’nin adının geçmemesi mümkün değildir. Çok üretken olmasının yanı sıra, müdahaleci, yer yer kavgacı, kışkırtıcı olması da onu göz önüne taşıyan unsurlardır. Dönemin hemen her tartışmasında bulunması, çoğunlukla bu tartışmaları başlatan kişi olması Ahmet Mithat Efendi’nin bir amaç uğruna mücadele verdiği vehmini yaratabilir. Bu bağlamda, Ahmet Mithat Efendi’nin genellikle başlatıcısı olduğu tartışmalardaki sözlerine bakıldığında, Tanzimat Fermanı’nın ilanından itibaren resmen başlayan Batılılaşma sürecinde, Osmanlı kimliğini korumaya çalışan bir tavır sergilediği ve bu tavrını da kural koyma yani bir kanon oluşturma çabasıyla gösterdiği görülür. O amacın ne olabileceğinin peşine düşüldüğünde, sürülen izlerin bir ucunun “kanon yaratma” meselesine çıktığı görülecektir. İşte bu yazıda, Ahmet Mithat Efendi’nin kural koyucu olma, iktidarı kaybetmeme emelinin hizmet edebileceği bir imkân olarak “kanon” meselesi üzerinde durulmakta ve nihayetinde bir kanon oluşturmanın mümkün olup olamayacağı tartışmaya açılmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | New Turkish Language (Turkish of Old Anatolia, Ottoman, Turkiye) |
Journal Section | Turkish language, culture and literature |
Authors | |
Publication Date | July 23, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: Ö12 |