Bu makalede, İslam hukukunda kaynaklardan hüküm çıkarma yöntemi olarak kullanılan ve
epistemolojik değeri üzerine ciddi tartışmalara yol açan, aynı zamanda birçok fıkhî ihtilafın kaynağı olan
mefhum-i muhalefet yönteminin, İslam hukukçuları arasındaki görüş ayrılıkları doğrultusunda zaman
içinde geçirdiği evrim incelenmektedir. Bu bağlamda mefhum-i muhalefet yöntemine yönelik tutarsızlık
eleştirilerinin akabinde yöntemin ıslahı için getirilen şartların mefhum-i muhalefet yöntemini bir ayrık
şartlı kıyasa çevirdiği iddia edilmektedir. Mefhum-i muhalefet, metinde belirtilen bir ifadenin zıddından
hüküm çıkarma yöntemiyken ayrık şartlı kıyas, bir hükmün belirli şartlar altında geçerliliğini analiz
etmek için kullanılan bir yöntem ve bir mantık terimidir. İslam hukukçuları Arapça olarak bu yöntemi
sebr ve taksim şeklinde ifade etmişlerdir. Makalede bu iki kavram kısa bir şekilde tanıtıldıktan sonra
İslam hukukçularının mefhum-i muhalefet yönteminin epistemolojik değerine yönelik yaklaşımları,
yönteme yöneltilen eleştiriler ve bu eleştirilere bir aksülamel olarak getirilen çözümler, klasik İslam
hukuk usulü eserlerinde, karşılaştırmalı olarak incelenerek mefhum-i muhalefet yönteminin nasıl bir
ayrık şartlı kıyas formuna dönüştüğü gözler önüne serilmek istenmektedir. Bu bağlamda, mefhum-i
muhalefet yönteminin, lafzın bir delaleti ve bağımsız bir yöntem olarak sunulmasına karşın, bu
yöntemin savunucuları tarafından lafzın bir delaleti olmaktan çıkarıldığı ve bağımsız bir yöntem olma
vasfını kaybettirildiği iddia edilmektedir. Böylece, farklı ekollerin etkileşimlerinin hüküm çıkarma
araçlarına katkıları incelenmekte ve İslam hukukunda analitik düşünme ile hüküm çıkarma süreçlerine
dair derinlemesine bir bakış açısı sunulması amaçlanmaktadır.
The undeniable merit and central role of Islamic legal methodology in accurately understanding the
Qur'an and Sunnah, and in deriving rulings from these sources in line with the will of the Divine
Legislator, Almighty Allah, is a well-established fact among the Islamic sciences. This field serves as the
foundational framework that guides Islamic jurists in their interpretation and application of religious
texts, ensuring that their rulings align with the overarching objectives of Sharia. Due to this irrefutable
position within the Islamic sciences, scholars have devoted considerable attention to this discipline.
They have developed various schools and methods within this field and have experienced significant
differences of opinion regarding the principles and rules established by these schools. These
methodological differences often reflect deeper philosophical and theological perspectives that influence how jurists perceive the sources of law and their application. These disagreements have, in turn,
influenced the rulings derived from the sources. Islamic legal theorists have placed great emphasis on the meanings of words because the lawgiver’s intent first revealed through language. Consequently, the subject of linguistic indications has occupied a significant place in the foundational works of this science. Detailed discussions have been devoted to topics such as the methods by which words indicate legal rulings, the classification of these indications, their varieties, and examples. These discussions are critical because they directly impact the interpretation of the texts, influencing how jurists derive legal rulings that are meant to be applied in various contexts. Disputes have also arisen in some of these areas. Among the issues related to linguistic indications, the method known as argumentum a contrario has been particularly prominent. The debates surrounding this method have not only necessitated its methodological foundation but have also led to substantial disagreements within Islamic legal methodology and law itself.
Islamic Legal Methodology Argumentum a Contrario Disjunctive Conditional Syllogism al- Sabr wa
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Law |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2024 |
Submission Date | August 20, 2024 |
Acceptance Date | November 11, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 26 Issue: 50 |
SAUIFD accepts the Open Access Journal Policy for expanding and flourishing of knowledge.