Günümüzde Arazi Sanatının (Land Art) kökeni olarak jeoglifler gösteriliyor olsa da biçimsel açıdan birbirine
benzeyen bu formların anlamsal açıdan farklı sosyokültürel süreçlere işaret ettiği söylenebilir. Bu araştırmayı
önemli kılan noktaların başında, Arazi Sanatının kavramsal yapısına yönelik yapılan değerlendirmelerde
arazi sanatçılarının çoğunun biçimlendirdiği sanatsal formların oluşum sürecinde jeogliflerin yoğun etkileri
tespit edilmiştir. Bu bağlamda, Peru’daki Nazca çizgilerinin etkileyici formları arazi sanatçılarının dikkatini
çekmiştir. Nazca çizgilerinin yapılış gerekçelerine yönelik farklı hipotezler ortaya konsa da Arazi Sanatı ile en
önemli benzerlik noktası olarak sanat-doğa etkileşimi gösterilebilir. Doğa-insan etkileşiminin sanat ile olan
bağlantılarının; geniş arazilerin düzlüklerinde, tepelerde, eğimli alanlarda, deniz ve göllerin üzerinde doğanın
potansiyelini kullanan sanatçılar çok sayıda eser üretmişlerdir. Üretilen bu eserlerin hem biçimselliklerinin
hem de kavramsal yapılarının incelendiği bu çalışma, aynı zamanda jeoglifler ile Arazi Sanatı arasındaki
bağlantıların ortaya çıkartılması açısından önemli görülmektedir. Bu araştırmanın amacı, jeogliflerin
düşünsel temellerini ortaya koyarak bu formların 1960 sonrası ortaya çıkan Arazi Sanatı ile olan eklektik
yapısına yönelik bir değerlendirme yapmaktır. Bu araştırmada; Arazi Sanatının önemli temsilcileri arasında
gösterilen Robert Smithson’ın ‘Spiral Jetty (Sarmal Dalgakıran)’, (1970) ve Robert Morris’in ‘Observatory
(Gözlemevi)’, (1971-77) isimli çalışmalarının jeoglifler ile olan benzer ve farklı yönlerine değinilerek, Arazi
Sanatının kavramsal yapısına yönelik bir değerlendirme yapılmıştır. Araştırmada kullanılan bilgi ve belgelere
literatür taraması ile ulaşılmıştır.
Although geoglyphs are shown as the origin of Land Art today, it can be said that these stylistically similar
forms point to semantically different sociocultural processes. At the beginning of the points that make this
research important, the intense effects of geoglyphs in the formation process of the artistic forms shaped
by most of the land artists were determined in the evaluations made on the conceptual structure of Land
Art. In this context, the expressive forms of the Nazca lines in Peru attracted the attention of land artists.
Although different hypotheses have been put forward for the reasons for the construction of the Nazca lines,
the most important point of similarity with Land Art is the interaction of art and nature. The connections of
nature-human interaction with art; on the plains of large lands, on hills, on sloping areas, over seas and lakes,
artists have produced many works for the potential of nature. This study, which examines both the formality
and conceptual structures of these produced works, is also considered important in terms of revealing the
connections between geoglyphs and Land Art. The aim of this research is to reveal the intellectual foundations
of the geoglyphs and to assess the eclectic structure of these forms with the Land Art that emerged after
1960. In this study; Mentioning the similar and different aspects of Robert Smithson's 'Spiral Jetty' (1970)
and Robert Morris's 'Observatory' (1971-77), which are among the important representatives of Land Art,
with geoglyphs, an evaluation has been made of the conceptual structure of Land Art. The information and
documents used in the research were reached by literature review
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Çevresel Sanat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 13 Sayı: 2 |