Başlangıçtan itibaren daha aklî/felsefî bir zemini benimseyen Mu’tezile, Vasıl b. Atâ tarafından kurulmuştur. İmana ve büyük günaha ilişkin bir tartışma sonucunda hocası Hasan Basrî’nin görüşünü reddederek kendisini takip eden bir öğrenci topluluğu ile hocasının dersini terk eden Vasıl b. Atâ, Mu’tezile’nin en temel prensiplerine ilişkin ilk tanımlamaları gerçekleştirmiştir. Kendi itikadî/kelamî yaklaşımı nedeniyle Allah’ın zâtı ve sıfatları arasındaki ilişkiyi de temellendirmeye çalışan Vâsıl b. Atâ ilahî zâtın birliği/tevhid gereği sıfatların nefyini zorunlu görmüştür. Allah’a el, yüz, göz vb. insanbiçimci uzuvlar nispet eden nasları haşevî yorumlarla anlayan Mücessime ve Müşebbihe’ye ve ayrıca ikili tanrı tasavvurunu öne çıkaran senevî iddialara karşı Allah’ın mutlak birliğini ve tenzihini belirgin şekilde savunan Vâsıl b. Atâ’nın söz konusu tercihi en önemli ve değişmez nitelikli i’tizâlî bir prensip olarak takip edilmiştir. Vâsıl b. Atâ’nın sıfatları nefyetmesine ilişkin yaklaşım ilk olarak Şehristânî’nin el-Milel ve’n-Nihal adlı kitabında yer almaktadır. Vâsıl b. Atâ ile Şehristânî arasında yaklaşık dört yüzyıl gibi bir zaman aralığı söz konusudur. Bu nedenle Şehristânî’nin ilgili konudaki aktarımı tereddütle karşılanabilir. Ancak kabul etmek gerekir ki Şehristânî’nin Vasıl b. Atâ’ya nispetle dile getirdiği tenzihe ve daha ziyade tevhide ilişkin bu mu’tezilî ilkesel tutum mezhebin sonraki savunucuları ve imamları tarafından da kesintisiz ve güçlü bir şekilde benimsenmiştir. Şu halde Vâsıl b. Atâ’nın kendi görüşünü dile getirirken tercih ettiği kavramlar ve bu kavramların içerikleri ile onu takip eden kelamcıların aynı konuda tercih ettiği kavramlar ve kavramsal içerikler belli ölçüde karşılaştırılıp değerlendirildiğinde Şehristânî’nin Vâsıl b. Atâ’ya nispet ettiği yaklaşımlar doğrulanabilecektir.
The Mu'tazilite, which adopted a more rational/philosophical ground from the beginning, was founded by Wasil b. Ata. As a result of a discussion about faith and great sin, Wasil b. Ata, who rejected the opinion of his teacher Hasan Basrī and left his teacher's class with a group of students following him, made the first definitions of the most basic principles of Mu'tazila. Due to his own theological approach, Wasil b. Ata, who also tried to justify the relationship between the essence of God and His attributes, considered the negating of attributes as necessary for the unity/tawhid of the divine essence. This preference of Wasil b. Ata, who prominently defended the absolute tawḥīd and tanzīh of God against the Mujassima and the Mushabbiha, who understood the texts attributing anthropomorphic limbs such as hands, faces, eyes, etc. to God with hāshawī interpretations, and also against the sanawī claims that emphasised the dualistic conception of God, was followed as the most important and unchangeable itizāl principle. The approach to Wasil b. Ata's negation of attributes is first mentioned in Shahristani's al-Milal wa'n-Nihal. There is a time gap of about four centuries between Wasil b. Ata and Shahristani. Therefore, Shahristani's transmission on the related issue can be met with hesitation. However, it must be admitted that this Muʿtazilite principled stance regarding tanzīh and rather tawḥīd, which Shahristani expresses in relation to Wasil b. Ata, was adopted by the later defenders and imams of the sect in an uninterrupted and strong way. Therefore, when the concepts and their contents preferred by Wasil b. Ata in expressing his own view and the concepts and conceptual contents preferred by the theologians who followed him on the same subject are compared and evaluated to a certain extent, the approaches attributed by Shahristani to Wasil b. Ata can be verified.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kelam |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 7 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 15 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 47 |
.