In the aftermath of the Cold War period when Realist theory was dominant in security studies; new topics, such as identity, human and societal security, have started to attract scholarly attention in security studies in 1990s. September 11 attacks, however, have significantly reversed this tendency, caused redefinition of the global threats towards international security and therefore resulted in significant changes in perceptions of states about security matters. September 11, as a milestone in history, has led states to pay much more attention to military security issues. In other words, Post- September 11 period, when realist theory in international relations has started to be prevalent again, has led issues of national security and military power to come to the forefront and therefore seen a return of academic interest to traditional security studies and military security issues. The US’s military intervention in 2003 has been the reflection of the aforementioned trend of returning to military security in practice. After the intervention, international debates on the concept of ‘the prevention war’, which is seen as the legal base of the intervention, have significantly raised. The status of the concept in international law is still controversial.
Güvenlik çalışmalarında realizmin baskın olduğu Soğuk Savaş döneminin ardından, 1990’lı yıllarda kimlik, insan ve toplum güvenliği gibi yeni güvenlik alanları, güvenlik çalışmalarında yaygın olarak çalışılan konular olmaya başlamıştır. 11 Eylül saldırıları ise bu trendi tersine çevirmiş, uluslararası güvenliğe yönelik küresel tehditlerin yeniden tanımlanmasına yol açmış ve böylece devletlerin güvenlik algılamalarında önemli değişimler meydana getirmiştir. 11 Eylül, tarihin bir dönüm noktası olarak, devletlerin askeri güvenlik konularına daha fazla önem vermesine neden olmuştur. Başka bir ifadeyle, Realist teorinin uluslararası ilişkilerde yeniden egemen olmaya başladığı 11 Eylül sonrası dönem, ulusal güvenlik ve askeri güç konularının tekrar ön plana çıkmasına neden olmuş ve böylece akademik ilginin geleneksel güvenlik çalışmalarına ve askeri güvenlik konularına dönmesine sahne olmuştur. ABD’nin 2003 yılında Irak’a askeri müdahalesi ise, bahsedilen askeri güvenliğe yeniden yönelişin pratikteki yansımasıdır. Irak müdahalesinin akabinde ise, müdahalenin hukuki dayanağını oluşturduğu öne sürülen ‘önleyici savaş’ düşüncesi ve kavramıyla ilgili uluslararası tartışmalar gündeme gelmiştir. Kavramın uluslararası hukuktaki statüsü ise, bugün hala tartışılmaya devam etmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 23 Sayı: 2 |