XX. yüzyılın son çeyreğinden itibaren, tüm dünyayı etkisi altına alan küreselleşmeyle birlikte Neoliberal politikalar, üretim tekniklerinin değişmesi, düşük vasıf gerektiren düşük ücretli güvencesiz işlerin yaygınlaşması, hizmet sektörünün payının artması gibi gelişmeler ekonomik alanda olduğu kadar sosyal ve kültürel alanı da derinden etkilemiştir. Yaşanan gelişmelerle şekillenen yeni çalışma hayatında özellikle tek çalışanlı aile modelinin varlığını sürdürmesi mümkün olmamış, bir buçuk veya iki çalışanlı aile modeline doğru bir dönüşüm içerisine girilmiştir. Böylece istihdama dâhil olan kadınlar, toplumsal cinsiyet rollerinin getirdiği sorumluluklarla birlikte iş ve aile yaşamı arasında denge sağlamakta zorlanmışlardır. Öte yandan istihdamın kadınlaşması hâlihazırda çok tartışılan evlilik yaşı, doğurganlık ve nüfusun yaşlanması gibi sorunlara da neden olmuştur. Bu doğrultuda, iş ve aile yaşamı dengesi son dönemlerde dikkat çeken konu haline gelmiş, birbirinden farklı fakat birbirleriyle ilişkili iş ve aile alanlarında dengeyi sağlamaya yönelik düzenlemeler ulusal ve uluslararası normlar bağlamında şekillendirilmiştir. Bu makalede, Türkiye’de iş-yaşam dengesine yönelik uygulamalar uluslararası normlar ve refah rejimleri bağlamında karşılaştırılmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 20, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: Cilt 10 Issue: Sayı 2 |