Melodramatik modu oluşturan en önemli kavramlar Moral Ökült ve Maniheizm’dir. Moral Ökült kavramı geleneklerin nesillerden nesillere tekrarı ile dönüştüğü ahlaki normlar, Maniheizm kavramı ise adını aldığı inancı oluşturan birçok dinsel pratiğin üzerine kuruludur. Melodramatik modun yer aldığı sinema eserleri evrenselleşmiş olup seyirciden yıllardır büyük ilgi görmektedir. Bu ilginin ardında ilkel toplum zihniyeti ile Moral Ökült ve Maniheizm kavramları arasındaki bağlantı yatmaktadır.
Douglas Sirk filmleri melodramatik modun sinema alanındaki temsilcileridir. Yönetmenin 1950’li yıllara damga vuran Magnificent Obsession (Mukaddes Azap, Douglas Sirk, 1954), All That Heaven Allows (Her Şey Senin İçin, Douglas Sirk, 1955), Written on the Wind (Aşk Rüzgarları, Douglas Sirk, 1956), Imitation of Life (Zehirli Hayat, Douglas Sirk, 1959) adlı filmleri Moral Ökült ve Maniheist temalarıyla öne çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı ilkel toplumların geleneklerinin sürekliliği ile ortaya çıkan ahlak kurallarımızın aynı silsileyle dine dönüşmesi düsturundan yola çıkarak Moral Ökült ve Maniheizm kavramlarını oluşturan orijine göz atabilmektir. Kültürel antropoloji ve teoloji alanlarından faydalanılarak Douglas Sirk’in dört filmi üzerinden yapılacak analiz ile melodram sinemasının seyirci nezdindeki popülerliğine dair cevaplar aranacaktır.
Moral Occult and Manicheism are the most important concepts that form melodramatic mode. The concept of Moral Occult is based on moral norms which are transformed with the transfer of the traditions from one generation to another. Likewise, the concept of Manicheism is based on various religious practices forming the belief that names itself. Movies, in which melodramatic mode takes place, has universalized in time and are still getting great attention from the audience. Behind this attraction lies the primitive society mindset and the connection between the concepts of Moral Occult and Manicheism.
Movies of Douglas Sirk are the representatives of melodramatic mode in cinema. Magnificent Obsession (1954), All That Heaven Allows (1955), Written on the Wind (1956), Imitation of Life (1959), all of which can be said to have marked the 1950s, stand out with the Moral Occult and Manicheist themes. By bearing in mind that the moral principles, emerging as an outcome of the continuity of primitive societies’ traditions, turn into religions afterwards, the aim of this study is to look at the origin that forms the Moral Occult and Manicheism concepts. By benefitting from cultural anthropology and theology that form the origin of Moral Occult and Manicheism, the reason why melodrama is so popular with the audience will be explained through the readings of four films by Douglas Sirk.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 1 Ekim 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Özel Sayı (4) 2022 |