Classical Fiqh has established certain rules within the framework of shar‘i evidence to provide solutions to the problems that arise in all areas of life, from birth to death. At the forefront of these are the regulations relating to the family in which the individual was born, raised, and integrated into society, which is considered within the framework of family law, a subdivision of civil law in the modern era. The family, which is an important turning point in the life of the individual, established by marriage contract(nikāḥ̣). All the basic needs of children born in a marriage union established with a valid marriage contract are under the responsibility of the parents as long as the marriage contract remains valid continues. To ensure the healthy upbringing of children left unprotected in a family that has broken up due to the divorce of the parents or the death of one or both parties, to meet their basic needs, and to prevent any possible victimization from the outset, certain rights have been granted to the parents, if there are any, or to their close relatives, if there are none. Custody (hidāna), which is handled as a section under topics such as marriage contract, divorce (talāq), custody, and alimony in classical fiqh books, deals with the provisions regarding the provision of basic needs such as shelter, education, housing, alimony, and care of children who require care due to the divorce of their parents or the death of one of them. In this section, answers are sought to questions such as who should take care of the child, what qualifications the person taking care of the child should have, in what cases this right can be lost, the duration of care, and who is entitled to custody in principle. In the context of the questions mentioned in this study, it aims to compare the decisions taken in the text of the law (ḳanūn) called al-Mudawwana al-usrā, which is a reform in the field of Moroccan Family Law in 2004 with the Mālikı̄ sect. This comparison aims to provide a framework for the extent to which the law enacted in the modern era adheres to the Mālikı̄ sect and in which provisions it departs from it, and it is also expected that this comparison will give an idea of the impact of the sect's views and, indirectly, of concepts such as equality, freedom, human rights, and women's rights, which are widely emphasized in the modern era, on the new law in Morocco, a country whose population is almost entirely Muslim and the majority of whom belong to the Mālikı̄ sect. In the essay, the views of the sect were processed by referring to the high representative works of the Mālikı̄ sect, and then the provisions of the law text were conveyed by making use of the annotations written on the text of the law and the secondary literature on the law. In addition, a comparison was made by analyzing the case law of the Moroccan Court of Cassation and the decisions taken by the local and appeal courts. As a result of the study, it has been seen that the decisions taken in the law generally adhere to the sect's views but differ from the sect in some issues. The law recognised some new rights for children and parents in a dissolved family. By prioritising the welfare of the children, it made some decisions about parents and other relatives that differed from the views of the sect. For example, one of the most radical decisions is that the mother whose child is under the age of seven will continue to have the right of custody if she marries. Accordingly, the father, the other figure of the family, was granted the right to custody just before the grandmother, for instance. Apart from the nuclear family, only the grandmother's right to custody was maintained in the law, and the granting of custody to others was entrusted to the court in case of need. However, the law did not break its connection with the sect by stating that the provisions of the Mālikı̄ sect were binding in the areas that remained unaddressed. In addition, the study concluded that, unlike the sect, the courts, which were the enforcers of the law, considered custody a child’s right and prioritized the best interests of children in their decisions.
Klasik fıkıh, insanın doğumundan ölümüne kadar hayatın her alanında karşılaştığı problemlere çözüm sunmak için şer‘î deliller çerçevesinde belli başlı düzenlemeler yapmıştır. Bunların başında, Modern dönemde medeni hukukun bir alt dalı olan aile hukuku bünyesinde ele alınan, bireyin içinde doğduğu, yetiştiği ve topluma entegre olduğu aile ile alakalı düzenlemeler gelmektedir. Bireyin hayatında önemli bir dönüm noktası olan aile, nikâhla kurulur. Sahih nikâhla kurulan evlilik birliğinde doğan çocukların bütün temel ihtiyaçları, nikâh bağı devam ettiği sürece ebeveynin uhdesinde görülmüştür. Boşanma ya da ebeveynden biri yahut her ikisinin vefat etmesi ile korumasız kalan çocukların sağlıklı bir şekilde yetişmeleri, temel ihtiyaçlarının karşılanması ve oluşabilecek herhangi bir mağduriyetin ilk andan itibaren önlenmesi için varsa ebeveyne yoksa onların yakın akrabalarına bazı haklar tanınmıştır. Klasik fıkıh kitaplarında nikâh, talâk, velâyet ve nafaka gibi kanunlarla birlikte ele alınan hidâne, ebeveynin boşanma veya vefatı durumunda bakıma muhtaç kalan çocukların barınma, eğitim, mesken, nafaka ve öz bakım gibi temel ihtiyaçlarının sağlanmasına ilişkin hükümleri konu edinmektedir. Söz konusu bölümde, çocuğun bakımını kimin üstleneceği, bakımı üstlenen kişinin taşıması gereken niteliklerin neler olacağı, hangi durumlarda bu hakkın kaybedileceği, bakımın süresi, hidânenin prensipte kimin hakkı olduğu gibi sorulara cevaplar aranmaktadır. Bu çalışmada zikredilen sorular bağlamında yaygın amelî mezheplerden biri olan Mâlikî mezhebi ile 2004 yılında Fas Aile Hukuku alanında reform niteliğinde olan el-Müdevvenetü’l-üsrâ adlı kanun metninde alınan kararların karşılaştırılması hedeflenmektedir. Bu karşılaştırma ile modern dönemde yürürlüğe giren kanunun Mâlikî mezhebine ne derecede bağlı kaldığı ve hangi hükümlerde mezhepten ayrıldığı hususlarında bir çerçeve sunulması ve böylece nüfusunun hemen tamamı Müslüman olan ve çoğunluğu Mâlikî mezhebine mensup Fas’ta mezhep görüşlerinin ve dolaylı olarak modern çağda yaygın olarak vurgulanan eşitlik, hürriyet, insan hakları ve kadın hakları gibi kavramların yeni kanundaki etkisi hakkında fikir vermesi beklenmektedir. Çalışmada Mâlikî mezhebinin meşhur eserlerine başvurularak öncelikle mezhebin görüşleri işlenmiş; akabinde kanun metninin hükümleri, kanun metnine yazılan şerhler ve kanun üzerine oluşan tâlî kaynaklardan istifade edilerek aktarılmıştır. Bununla beraber ulaşılabilen Fas Yargıtay Mahkemesi’nin ictihatları, yerel ve istinaf mahkemelerince alınan kararlar işlenerek bir mukayese yapılmıştır. Çalışmanın sonucunda kanunda alınan kararlarda genellikle mezhep görüşlerine bağlı kalındığı; ancak bazı konularda mezhepten ayrıldığı görülmüştür. Kanun, dağılan ailede çocuk ve ebeveyne bazı yeni haklar tanımıştır. Çocukların maslahatını ön planda tutarak ebeveyn ve diğer akrabalar hakkında mezhebin görüşlerinden farklı bazı kararlar almıştır. Söz gelimi çocuğu yedi yaşından küçük olan annenin evlendiği takdirde hidâne hakkının devam edeceği en radikal kararlardan birisidir. Bu doğrultuda ailenin diğer figürü babaya da örneğin anneanneden hemen önce hidâne hakkı tanınmıştır. Çekirdek aile dışında sadece anneannenin hidâne hakkı devam ettirilmiş, onun dışındaki kimselere ihtiyaç durumunda hidâne hakkının tanınması mahkemeye tevdi edilmiştir. Ayrıca kanun, kendi içerisinde boş kalan alanlarda Mâlikî mezhebine ait hükümlerin bağlayıcı olduğunu tasrih ederek mezheple bağlantısını koparmamıştır. Ayrıca araştırma sonucu mezhepten farklı olarak kanunun uygulayıcısı olan mahkemelerin hidâneyi çocuk hakkı olarak görüp aldıkları kararlarda mutlak bir biçimde çocukların maslahatını önceledikleri sonucuna varılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Early Pub Date | August 12, 2023 |
Publication Date | September 15, 2023 |
Submission Date | January 29, 2023 |
Acceptance Date | April 14, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |
Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.