Yeni endüstriyel süreçler, estetikleştirilmiş birey ve
yaşam hikayelerine olanak tanımasıyla betimlenmeye devam ederken, “postmodern” deyişi de bireyin benlik duygularını saptamasına yardımcı
olan eski, sabit değerlerin yer değiştirdiği bir toplumu akla getirir. Kendine özgü
olanın yüceltilip, genel geçer kuralların reddedildiği bu dönemin başat olgusu
ise tüketim üzerinden edinilen haz ve bunun sürekli kılınmasıdır.
Modernleşme teorisi; endüstrileşme, bilim ve teknolojinin gelişimi, modern ulus devlet, kapitalist dünya piyasası, kentleşme ve diğer alt
yapısal öğelere yaslanan toplumsal gelişme aşamalarından
açıklamak amacıyla kullanılmaktadır. Bu
çalışma, tarihsel köklerinden koparmadan moderniteyi ve toplumsal dinamiklerini
irdeleyerek, dönüşümü ve postmodernite tecrübesini bunun üzerinden tanımlama çabasındadır.
Bireylerin
farklı yaşam tarzları ve tüketim alışkanlıkları üzerindeki değişimi öncelikle
kent ve moda olgusu üzerinden çözümleme niyeti taşımaktadır. Dönüşümün bir
diğer odağı dijital alan ve bu platformdan hızla yayılan tüketme odaklı
iletilerdir. Dijital alanın bu dönüşümdeki
kritik rolü, tüketim kültürünün yayılım hızını en üst noktaya çıkarması ve
hedeflenen nihai satın alma davranışına güdülemesi açısından irdelenmektedir.
Tüketim edimi ve tüketim toplumu kavramları
literatürde sıkça ele alınan konular olmasına karşın, bu çalışma tüketim
kültürünün ‘öznesi’ olan bireyin, moda, kent ve dijitalleşme eksenindeki dönüşümüne
vurgu yapmaktadır. Bu çalışmada tüketim kültürü, hesapsızlık ve savurganlığa
bir alternatif olarak yorumlanabilecek satın alma hiyerarşisi (buyerarchy of
needs) kavramıyla beraber değerlendirilmektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | İKTİSAT-İŞLETME-FİNANS-PAZARLAMA-ULUSLARARASI İLŞ. |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Ağustos 2018 |
Gönderilme Tarihi | 3 Temmuz 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |