Din ve dinin topluma entegre ettiği gelenek ve görenekler çoğu zaman toplumdaki patriarkayı beslemektedir. Kadınların ilgili ataerkil düzenden en çok mustarip olduğu coğrafya İslamiyet’in ve İslami kuralların yoğunluklu görüldüğü Ortadoğu coğrafyasıdır. Suudi Arabistan ise şeriatla yönetilen, Müslüman olan diğer topluluklara kıyasla kadının toplumdaki izolasyonun daha yoğun hissedildiği, kadınların toplumsal, ekonomik ve siyasi hayata katılım gibi spesifik haklarının yanında birçok temel insan hakkı konusunda da noksan kaldığı bir ülke olması bakımından İslamiyet’te kadının statüsüne dair en özgün örneği teşkil etmektedir. Sinema var olduğu günden bu yana toplumsal bakışı etkilemiş ve ondan etkilenmiş bir sanat dalıdır. Bu açıdan bakıldığında sinema egemen ataerkil ideolojinin empoze ettiği cinsiyet rollerini sürekli şekilde yeniden üretmektedir. 1970’li yıllarda ise hız kazanan kadın hareketleri ile sinema da dişil kadın anlatısı ile tanış olmuştur. Bu bağlamda, Suudi Arabistan’da yaşanmış ve yaşanmakta olan cinsiyet ayrımcılığı ile keskin sınırlarla belirlenmiş cinsiyet rollerinin sinemaya uyarlanması da sinema ve kadın anlatısına diğer örneklerinden daha spesifik bir perspektif kazandırmaktadır. Bu makalede Suudi kadın yönetmen Haifaa Al-Mansour'un The Perfect Candidate (Mükemmel Aday) filmi, ülkedeki cinsiyet rollerinin toplumsal yaşamdaki tezahürünün ele alındığı feminist kuram çerçevesinde incelenecektir.
Suudi Arabistan Film Çözümlemesi Toplumsal Cinsiyet Feminist Kuram
Religion and the traditions and customs that religion integrates into society often feed the patriarchy in the society. The geography where women suffer most from the relevant patriarchal order is the Middle East geography, where Islam and Islamic rules are concentrated. Saudi Arabia, on the other hand, is a country governed by sharia, where the isolation of women in society is intense, and where women lack many basic human rights besides their specific rights such as participation in social, economic and political life. In this respect, it constitutes the most unique example of the status of women in Islam. Cinema is a branch of art that has influenced and been influenced by the social view since its existence. From this point of view, cinema constantly reproduces the gender roles imposed by the dominant patriarchal ideology. In the 1970s, with the women's movements that gained momentum, cinema became acquainted with the feminine woman narrative. In this context, the film adaptation of gender discrimination and sharply defined gender roles in Saudi Arabia adds a more specific perspective to the narrative of cinema and women than other examples. In this article, the film The Perfect Candidate by Saudi female director Haifaa Al-Mansour, will be analyzed within the framework of feminist theory, in which the manifestation of gender roles in the country in social life.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | SOSYAL VE BEŞERİ BİLİMLER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Temmuz 2022 |
Gönderilme Tarihi | 9 Şubat 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 6 Sayı: 2 |