Türkiye’de kültürel mirasın korunması güncelliğini yitirmeyen bir sorundur. Gerek tarımsal, gerekse endüstriyel bakımdan sadece bölgesel değil, aynı zamanda ülke çapında bir öneme sahip olan Bursa’da bu konu sıkça gündeme gelmektedir. Özellikle prehistorik yerleşim alanları, makinalı tarımın görece daha eski bir geçmişe uzandığı ilimizde daha büyük bir tehdit altındadır. Bu bölgedeki prehistorik sit alanlarını, kayıt altına alındıkları 60’lı yıllardan bugüne yeniden değerlendirecek olursak, tahribatın büyüklüğü daha somut olarak karşımıza çıkmaktadır. Kültür varlıklarının korunmasında yöre halkının çözüm arayışına dahil edilmesi bir gerekliliktir. Bu nedenle günlük hayatları koruma konusu olan alanların çevresinde geçen halkın, gerek bu alanlarla gerekse genel olarak geçmiş kavramı ile ilişkilerinin sorgulanması gerekir. Yenişehir’deki Marmaracık ve Koyunhisar köylerinde dikkat çekici sonuçlara ulaşılmıştır. Her ne kadar sosyo-kültürel geri plan önemli bir rol oynuyor ise de, esasen Osmanlı Dönemi üzerinden mekân ile bir bağ oluşturmuş insanların daha eski dönemlerle ilişkili kültür varlıklarına yönelik olarak belli bir hassasiyete sahip oldukları anlaşılmıştır. Özellikle çevresi ve kendi geçmişi (dolayısıyla da kendi kimliği) arasında somut bir bağ oluşturamamış göçmenlerde hassasiyetin o kadar güçlü olmadığı anlaşılmıştır. Bu alanların korunması her şeyden önce yöre sakinlerine bağlıdır. Bu nedenle de eğitime yönelik konseptler geliştirilmesi önemlidir. Özellikle define amaçlı kaçak kazıların engellenebilmesi her şeyden önce kazandırılacak olan bu bilinçle ilgilidir
The preservation of cultural heritage is an acute problem in Turkey. In Bursa, both the industrialization and intensive agriculture are playing an important role, not only for the economy of the region but also for that of the whole country. The prehistoric sites are particularly endangered by the rapid development. If one looks today, the sites, which are already mentioned in the sixties, one can see the dimension of destruction. This means also irreversible lost of the scientific information. Considering the fact, that the preservation of the sites requires a solution, in which the inhabitants should be involved, it is important to notice the awareness and perception of those, who spend their daily life in the immediate vicinity. The problem is not only related to faulty and insufficient planning, but also closely related social and cultural perceptions. In case of two chosen villages in Yenişehir it is obvious that people with a concrete relation with place, which is defined as part of identity are much more aware than those who immigrated. Awareness of Ottoman past contributes also to the awareness to non-Turkish past. But still the prehistoric past very abstract for the majority of the people. Preservation of these sites depends the inhabitants. For this reason it is necessary to figure out educational concepts. This is very essential for preventing illegal excavations
Other ID | JA73ST29VU |
---|---|
Journal Section | Article |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2014 |
Published in Issue | Year 2014 Volume: 15 Issue: 27 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.