Etnisite, millet, milliyetçilik ve bunlara bağlı olarak etnik sorunların ulus devletlerin kurulmaya başlamasıyla birlikte modernitenin bir sonucu mu olduğu, yoksa insanlık tarihiyle birlikte mi var olageldiği konusunda farklı kuramsal yaklaşımlar söz konusudur. Primordialist (ilkçi) ve perennialist (eskilci) yaklaşımlar etnisitenin, insanın var oluşuyla birlikte doğal ve verili olduğunu ya da en azından başlangıcı tam olarak bilinemeyecek kadar eskiye dayandığını ileri sürmektedir. Modernist yaklaşımlar ise etnisite, millet ve milliyetçilik gibi olguların birkaç yüzyıllık bir geçmişe sahip olduğunu, kendi iktidarlarını ve çıkarlarını korumak adına -etkili bir araç olarak- siyasi elit tarafından kurgulandığını ileri sürmektedir. Hangi yaklaşım merkeze alınırsa alınsın modern dönemde insanlar ve/veya toplumlar arasındaki her türden ayrımcılığın ve buna bağlı hak ihlallerinin temelinde -dolaylı da olsa- etnik sorunların yer aldığı görülmektedir. Etnisite ile ilgili konuların insanların duygularına hitap ettiği ve bu yüzden aşırılıklara yol açtığı tartışmasızdır. Dolayısıyla etnik sorunlar ırkçılık başta olmak üzere her türlü aşırılıkçı ayrımcılığın kaynağı olarak kabul edilmek durumundadır. 15 Mart 2019 tarihinde Christchurch kentindeki iki camide gerçekleştirilen, tamamen masum sivillerin canice katledildiği Yeni Zelanda saldırısı Avrupa’da son yıllarda yükselen radikal sağcı sosyolojik ve politik eğilimlerden bağımsız düşünülmemelidir. Bu çalışmada Yeni Zelanda saldırısının gerçekleştirildiği ülke, hedef kitle/kurbanlar, eylemin kurgusu ve saldırganın mesajları bağlamında eylemin niteliği ve motivasyon kaynakları ile ilgili olarak etnisite kuramları çerçevesinde değerlendirmelere yer verilmiştir. Etnisite kavramının çerçevesi çizilirken ve etnisite kuramları izah edilirken geniş bir literatür taraması yapılmış, etnik temelli sorunları Yeni Zelanda saldırısı ile ilişkilendirirken de yazılı ve görsel medyada olayla ilgili güncel haber ve yorumlara göz atılmıştır. Sonuç olarak Yeni Zelanda saldırısının “küresel etnik terör” nitelemesine karşılık geldiği bulgusu ortaya konmuştur.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 14, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Issue: 79 |