Yusuf Atılgan başarısını anlatımındaki yalınlığa, karakterlerinin birçok okurun kendinden parçalar bulduğu toplumdan dışlanmış kronik varoluş problemlerine sahip insanlar olmasına, iç içe geçmiş soyut tasvirlerden ziyade eylem ağırlıklı bir dil kullanımına yahut bir türlü sükûnet bulmayan realist karamsarlığa borçlu değildir. Daha sınırlı bir sahada birbirleri ile mukayese imkânı vermesi açısından bilhassa öyküleri üstünde tatbike çalışacağımız (fakat romanlarını da ihmal etmeyeceğimiz) üzere Yusuf Atılgan’ın başarısı “dili lokasyonel ve perlokasyonel katman arasında dengeleyip kendi hususi pragmatik düzenini kurmasında” yatar. Bu vesile ile dil-eylem teorisinin temel düzenini bilhassa “perlokasyon” ifadesi üstünde yoğunlaşarak izah ettikten sonra (Peirce’ün kendi pragmatik anlayışını vurgulamak için olgunluk çağında kullanmaya başladığı pragmatisizm ile aradaki farkı ihmal etmeden) Ch. S. Peirce, W. James, F. C. S. Schiller, J. Dewey merkezli (yani çok yönlü) pragmatiği Yusuf Atılgan’ın metinlerine tatbike çalışacağız. Tahlil esnasında gerekli olan teorik bilgi de çok tafsilata girilmeden mukayeseli olarak verilecektir. Bu çözümlemeler silsilesinin nihai istikameti “pragmatizmin edebi metin tahlilindeki işlevselliği” olacağı ve dil-felsefesinin felsefeden ziyade dile ait (bilhassa da semiyotik istikametli) disiplinlere dahil olduğunu düşündüğümüz için teori ve pratiği yan yana yahut iç içe vermeye gayret edeceğiz. Yapılan analizlerin de göstereceği üzere Y. Atılgan daha ziyade anti-pragmatik bir tavır ile Peirce’ün yeni pragmatik anlayışı olan “pragmatisizm” arasında bir yerlerdedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 14, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Issue: 79 |